tOoM.
doğru dürüst haber bülteni izleyememek..moral bozucu enformasyona maruz şehit, töre, cinnet, kaza haberlerinden gına geldi. yabancı ülkelerin haber bültenlerini kıskanıyorum. ramazan ayında davulcu tarafından uyandırılmak. hele ki mevsimlerden yaz ve pencereleri açmak zorunda iseniz. belli açılardan bir avantaj olarak da yorumlanabilecekken özellikle siyasi labaratuvar anlamında, ancak insan hayatına etkileri sözkonusu olduğunda hayli bezdirici bir durum olan gündem değişikliği konusudur. hepimiz biliyoruz ki türkiye'de gündem sürekli olarak değişir. her gün yeni bir olay, yeni bir skandal, acı dolu bir vaka ile karşılaşırız. artık beyniniz ve kalbiniz o kadar yorulur ki, hayatta asıl yaşamak istedikleriniz elinizin altından kayar gider. kafa gündemle o kadar yoğundur ki, hayatın güzellikleri en arka sıralarda yerini alır. tamam isviçre gibi apolitik, banka merkezli, kapitalizmin huzura kavuşturduğu bir ülke olalım demiyorum, ama kardeşim bu da bir yere kadar hani...bu heyecana dayanmak kolay değil. sonuçta insanız kendi ülkende sınıf insan muamelesi görmektir. ötesi yok. mantalite olarak hastalanmaktır..avantajı ise bağışıklık kazanmaktır..insana, "burada yaşayabiliyorsam, heryerde yaşarım" dedirtir.. -ota boka vergi alınması, çok alınması, üzerine bir de karşılığını alamamamız-insanımızın çoğunun tahammülsüz, dinlemeyi ve doğru düzgün tartışmayı bilmeyen, bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olan, yobaz, gergin kişiler kendi insanını önemsememesi, adalet duygusundan yoksun pahalı bir hayat sürüp, yaşanılan hayatın kalitesiz olması. yani fiyat performans oranı bakımından çok düşük öğretimin gençleri ne kadar çok çalıştırırsan o kadar başarılı olur mantığı ile yürütülüp. sistemin bok gibi olması, potansiyeli olan insanları erken yaşta çalışmaktan soğutup tembelleştiren bir eğitim sistemine sahip olmak haricindeki sporlara ve sporculara yeterli önem çoğunun bakımsız yaşamanın lüks olması, yaşayanların da bunun için gereksiz efor sarfetmesi istisnalar var tabi ehe.-sanki eksikmiş yetmiyorumuş gibi sürekli cami yapılması üstüne bir de seslerinin gereksiz derecede çok açılması, itiraz etme rahatsız olma şikayet etme gibi durumumuzun sürekli bok atma gayreti içindeki bilip bilmeden konuşan yorumlar yapan cahil, yobaz, rahat ve havalı insanları çekemeyen işine gelen şeyleri yayınlayan, başka diğer haberleri de çarpıtan yavşak medya. parasız olmak. paran varsa adamsın yoksa önceden gereksiz adamdın. şimdi eşşoleşşeksin, hayvansın. ve altı hacimli araçlara mahkum olmak, aynı zamanda dünyanın ikinci en pahalı akaryakıtını dünyanın en pahalı benzinini kullanıyoruz diye günahını alıyormuşuz hükümetin. araştırdım en pahalısı norveç'te. kızlara selam verince sapık muamelesi görmek. kızların durmadan rezillik çıkarması. adalet bekleyememek. eğer adalet beklentiniz yoksa sonsuza kadar mutlu yaşayabilirsiniz.. ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri takip etmek için giriş yapmalısın.
Son yıllarda ülkemizde, özellikle büyük şehirlerde yaşamanın gitgide zorlaşıyor olmasından dolayı Türkiye’den daha medeni ülkelere doğru göçler artıyor. Pek çok beyaz yakalı Türk yurtdışında iş bulmanın fırsatını kolluyor ve bu fırsatı yakaladığı anda tası tarağı toplayıp ailesi ile birlikte yurtdışına taşınıyor. Türkiye’de yaşadığı hayattan memnun olmadığı halde taşınma isteği ya da cesareti bulunmayanlar ya da fırsat yaratamamış olanlar yurtdışına taşınmış olanlara çoğu zaman imrenerek bakıyor. Konu açıldığı noktada İyi ki gittiniz’ Tam zamanında gittiniz” tarzında yorumlar yapıyor. Peki yurtdışına taşınmak gerçekten çok mu iyi bir fikir? Taşındıktan sonra Türkleri gurbet ellerde neler bekliyor? Yurtdışında yaşamanın avantajları ve dezavantajları elbetteki yaşanan ülkeye göre farklılık gösteriyor ancak daha medeni bir hayat yaşamak amacıyla göç edilen ülkelerde yaşanan zorluklar da güzellikler de pek çok noktada kesişiyor. YURTDIŞINDA YAŞAMANIN AVANTAJLARI 1 – TRAFİKTE TÜKETİLMEYEN HAYATLAR Evet daha medeni bir hayat hayaldi, gerçek oluyor. Medeni ülkelerde toplu taşıma sistemleri Türkiye’ye kıyasla oldukça gelişmiş, işten eve, evden işe, okuldan eve, evden okula metro vb sistemlerle kolaylıkla ulaşılıyor. Hatta çocuklar genelde bizim çocukluğumuzda olduğu gibi evlerine en yakın okullara gittiğinden yürüyerek ya da scooterla ulaşım sağlıyorlar. 2 – BİRBİRİNE SAYGI DUYAN GÜLER YÜZLÜ İNSANLAR Türkiye’de özellikle büyük şehirlerde yaşam şartlarının zorluğunun da yadsınamayan katkılarıyla insanlar gitgide mutsuzlaşmış ve suratsızlaşmış durumda. İnsanlar birbirine karşı oldukça saygısız, toleranssızlık had safhada. Böyle bir ortamda yaşadıktan sonra medeni ülkelerde insanların birbirlerine yol vermeleri, tanımadığı insanlarla bile selamlaşmaları, sohbete başlamaları, birbirine gösterdikleri saygıyı görünce insanın çok hoşuna gidiyor, medeniyet bulaşıcı, bir süre sonra aynı davranış şekli sizin için de günlük bir hal alıyor. 3 – ŞARK KURNAZLIĞINDAN UZAK YAŞAMLAR Türkiye hem coğrafi hem de kültürel anlamda doğu ile batı arasında sıkışmış durumda. Özellikle son yıllarda Orta Doğu mantalitesine doğru kayma söz konusu. Şark kurnazlığı dediğimiz başkalarını kandırarak, hak yiyerek avantaj sağlamayı kar sayma had safhada. Bu da insanda sürekli bir kendini kollama, kazıklanmama ve hakkını yedirmemeye çalışma çabası içine girmek zorunda bırakıyor ki bu oldukça yorucu. Medeni ülkelerde böyle bir durum olmayışı büyük rahatlık. 4 – ÇALIŞANIN HAKKINI KORUYAN İŞ HAYATI VE MAKUL ÇALIŞMA SAATLERİ Medeni ülkelerde fazla mesaiye kalmanız için baskı yapan, kalmazsanız mobbing yapan müdürler yok. Müdür olarak personelinize baskı yaptığınız hissedildiği anda şikayet konusu olmanız an meselesi. Herkes çalışması gerektiği kadar çalışıyor. Mesai süresi biter bitmez de evine, spora, puba nereye isterse oraya gidiyor. Evet medeni çalışma saatleri ülkemizde hayalken yurtdışında gerçek oluyor. 5 – SPOR VE SOSYAL AKTİVİTESİ BOL HAYATLAR Fazla mesai olmayınca ve trafikte kaybedilen zaman da minimize edilince sportif aktivitelere bolca zaman kalıyor. Yürüyüş, koşu, yüzme, fitness, tarzınız hangisiyse size sadece seçim yapmak kalıyor. 6 – EĞİTİM SİSTEMİ Türkiye’de yaşayan çocuklu ailelerin yurt dışına taşınmasının belki de en önemli sebebi çocukların iyi bir eğitim almalarını sağlayarak onların geleceklerini garantiye almak istemeleri. Türkiye’de iyi eğitimin ancak iyi özel okullarda veriliyor olması, iyi özel okul ücretlerinin çok yüksek olması, son dönemde sınav sisteminin sürekli değiştiriliyor olmasının bu parayı verebilenlerin dahi geleceğe endişe ile bakıyor olması yurtdışına taşınma oranlarının günbegün artmasını sağlıyor. Malum medeni ülkelerde bizim çocukluğumuzda olduğu gibi, devlet okullarında da iyi bir eğitim almak mümkün oluyor. 7 – YAŞADIĞINIZ ÜLKENİN VATANDAŞI OLABİLME İMKANI Çocukların geleceği dediğimizde yurtdışında yaşamanın diğer büyük avantajı o ülkenin kanunlarına bağlı olan süre kadar o ülkede yaşadıktan sonra ülkenin vatandaşı olma, pasaportunu alma imkanı doğuyor. Türk pasaportunun değerinin gitgide azaldığı düşünüldüğünde çocuklarımızın geleceği için yapacağımız en büyük yatırım belki de bu oluyor. Gezenti Anne’yi INSTAGRAM’DA takip etmek için tıklayın. YURTDIŞINDA YAŞAMANIN DEZAVANTAJLARI 1 – AİT OLMADIĞIN BİR KÜLTÜRE AYAK UYDURMA ÇABASI Kendi ülkemizde kendimizi azınlık olarak hissetsek de, ülkenin bize sunduğu zorlu yaşam şartlarından şikayet etsek de ait olduğumuz ülke Türkiye, kültür de Türk kültürü. Medeni hayatlar yaşamak için yurtdışına yerleşsek ve orada aşamaya alışsak da hiçbir zaman o kültüre bir aidiyet hissedilmiyor sadece o kültür için kurulmuş düzene ayak uyduruluyor. Ve bu ayak uydurma pek de kolay olmuyor. Çöp atarken plastiği kağıttan ayrıştırmaktan tutun, yeniden ehliyet almaya, Türkiye’de aldığın eğitimi sallamadıkları için iş bulmak için yeniden üniversite okumaya kadar uzanabiliyor. 2 – İKİNCİ SINIF VATANDAŞ OLMA SORUNSALI Evet biz ülkemizde en iyi okullarda okuduk, en iyi üniversiteleri bitirdik, onca ülke gezdik, gördük, geçirdik ama olmuyor. Az gelişmiş ülkenin çok gelişmiş vatandaşı olmamız onların pek umrunda olmuyor. Sonuçta onların gözünde daha medeni bir yaşam için Ortadoğu’da yerini tam olarak bilemedikleri bir ülkeden onların ülkelerine gelmiş birisiniz. Statünüzü sizin seviyesiniz değil geldiğiniz ülkenin seviyesi belirliyor. 3 – YABANCI DİL SORUNU YÜZÜNDEN İŞ BULMADA YAŞANAN ZORLUKLAR Yurt dışında İngilizceyi yada yaşadığınız ülkenin dilini iyi seviyede kouşuyor olsanız dahi anadili İngilizce olan biri özellikle üst düzey işlerde yarışa sizden her zaman 1-0 üstün başlıyor. Bu nedenle eğitiminiz ve tecrübeleriniz doğrultusunda hak ettiğini pozisyonda iş bulamamak, daha düşük bir pozisyona razı gelseniz bile bu kez de overqualified fazla donanımlı bulunduğunuz için işe alınmamak göçmenlerin iş hayatındaki en büyük sorunlarından biri oluyor. 4 – AİLENİZDEN VE DOSTLARINIZDAN UZAKTA, DESTEKSİZ BİR YAŞAM İdeal hayat nasıldır? Ailenle, eşinle, dostunla geçirebileceğin medeni bir hayattır öyle değil mi? Medeniyeti bulmak için yurtdışına geliyorsun ama bu sefer de anne babandan, eşinden, dostundan ayrı kalıyorsun. Geride ömürlerinin son deminde torunları ile whatsapp ile iletişim kurabilen bir anne baba bırakıyorsun. Arkadaşların buluşup sohbet edip eğlenirken, sen onların facebook fotoğraflarına bakıyorsun. Zamanla yaşadığın ülkede de bir çevre oluşturuyorsun ama eski dostlarının yerini elbette tutmuyor, elinden geldiğince tutturmaya çalışıyorsun. İşin tuhaf yanı yıllar geçtikçe yaşamlarınız ve kaygılarınız farklılaştığı için Türkiye’deki arkadaşlarınızla konuştuğunuz konulara eskisi kadar ilgi duyamıyorsun. 5 – ÇOCUKLARIN TÜRKÇEYE VE TÜRK KÜLTÜRÜNE YABANCILAŞMASI Yurtdışında yaşayan ve eğitim gören Türk çocuklarının Türkçesi aile içinde günlük hayatta konuşulan kadarıyla sınırlı kaldığından Türkçe kelime dağarcığı gelişemiyor. Çocukların cümle içinde kullandıkları kelimelerin Türkçesi akıllarına çoğu zaman gelmediği için yerine İngilizcesini kullanma eğiliminde oluyor. Bu da İngilizce Türkçe karışık bir konuşma tarzına sahip olmalarına neden oluyor. Bunun yanısıra 23 Nisan, 19 Mayıs, 29 Ekim gibi milli bayramlarımız ile dini bayramlarımız okullarda kutlanmadığı için bayramlarımız çocukların haberi olmadan geçip gidiyor. Siz bahsetmeye çalışsanız dahi çevrede bir etkileşim görmedikleri için ilgilerini çekmiyor. Yurtdışında yaşamanın kimilerine göre avantajları, kimilerine göre dezavantajları ağır bassa da en iyi yaşam şartlarına sahip olanların bile, akıllarının bir köşesinde, eninde sonunda Türkiye’ye dönüp Ege’de bir sahil kasabasına yerleşmenin hayali bulunuyor. Gezenti Anne’yi INSTAGRAM’DA takip etmek için tıklayın. Göçmen Olmak Nedir? İngiltere’de Yaşamak ve Çalışmak
Yoğun iş temposu, stresli yaşam koşulları, trafik gibi günlük yaşamın rutini haline gelen etkenler yaşam alanlarımızdan çok daha fazla huzur, konfor ve eğlence imkânları beklentisine girmemize sebep oluyor. Dolayısıyla eğer yeni bir ev satın alacak ya da kiralayacaksanız, beklentilerinize, ihtiyaçlarınıza uygun bir lokasyon tercihi yapmanız son derece önemli. Bu noktada sizler için merkezi lokasyonda yaşamanın avantajları ve dezavantajlarını derledik. Ev bakma sürecinizde bu bilgiler eminiz ki çok fazla işinize yarayacaktır. Merkezi Lokasyonda Yaşamanın Avantajları Merkezi lokasyonda yaşamanın en önemli avantajlarından biri tabiri caizse her yere bir adım uzaklıkta olmak. Merkezi bir noktada yaşadığınızda pek çok işinizi yayan şekilde bile kolayca halledebilirsiniz. Örneğin; evde bir eksik fark ettiğinizde hemen market alışverişine çıkabilir, iş çıkışı bakım yaptırmak için kuaföre uğrayabilir ya da terziye tadilat görecek kıyafetlerinizi bırakabilirsiniz. Bu yerlerin çoğu merkezi lokasyonda olduğu için bunlar gibi günlük işlerinizin birçoğunu kısa zamanda halletme imkânı bulabilirsiniz. Şehir merkezinde ve merkezi noktalarda yaşamanın en büyük avantajlarından biri de çoğu kültürel aktivitelerin şehir merkezinde gerçekleşiyor olması. Tiyatro, sinema, konser gibi birçok etkinliği kolayca takip edebilirsiniz. Merkezi lokasyonlarda ayrıca kafe, restoran gibi yiyecek-içecek alanları da fazlaca bulunur. Böylece dışarda yemek yemek ya da bir kahve içmek için evinizden çok fazla uzaklaşmanıza gerek kalmaz. Merkezi lokasyonlarda eğitim olanakları da çok daha fazladır. Bu da özellikle çocuklu aileler için önemli bir madde. Merkezi bölgelerde eğitim çeşitliliğinin fazla olması sizlere zengin bir yelpaze sunacağından çocuğunuzun okulunu birçok seçenek arasından seçme şansı elde edersiniz. İşyerleri çoğunlukla merkezi lokasyonlarda olduğundan işinize yakın bir konumda daire tuttuğunuzda trafik sorunundan da kurtulmuş olursunuz. Merkezi lokasyonlarda tıpkı eğitim kurumları gibi sağlık kurumları da daha fazla bulunur. Merkezi lokasylarda her şeyin birden fazla seçenekle sunulması sizlere seçme özgürlüğü yaratır. Bu yerlerde alt yapı ve ulaşım olanakları da gelişmiştir. Dolayısıyla bir yerden bir yere giderken rahatça ulaşım sağlayabilirsiniz. Merkezi Lokasyonda Yaşamanın Dezavantajları Merkezi lokasyonda yaşamanın avantajları olduğu gibi dezavantajları da bulunuyor. Merkezi lokasyonda yaşamanın dezavantajlarından ilki; sakin, sessiz bir yaşamdan uzak olmaktır hiç kuşkusuz. Şehrin göbeğinde yaşamak çevre gürültüsü, araba gürültüsünün de ortasında yaşamak demek aslında. Merkezi bir lokasyonda yaşıyor olmanıza rağmen işyeriniz buradan uzaksa trafik sorunuyla karşı karşıya kalabilirsiniz. Merkezi lokasyonda yerleşim ve sosyal hayat daha fazla olduğundan insan sayısı da daha fazladır. Kalabalık ve sosyal bir yaşam sizi zorluyorsa bu, sizler için bir dezavantaj olabilir. Merkezi lokasyonlarda hem satılık hem de kiralık ev fiyatları daha yüksektir.
turkiyede yasamanin avantajlari ve dezavantajlari