h0eq2YF. Salavat-ı Beşairu'l Hayrat Rahman ve Rahim Olan Allah'ın Adıyla. Bu salat, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem üzerine, imamların imamı şeyh Abdulkadir Geylani Allah bizi onun bereketiyle faydalandırsın. Âmin tarafından telif edilen Beşairu'l Hayrat - Hayırların Müjdeleri isimli salattır. Allah, Efendimiz Muhammed'e, onun ailesine ve ashabına salât ve selam eylesin. Bize iman ve İslam nimetini ihsan eden Allah'a hamd olsun. İmamların imamı, ümmetin şeyhi, seçkinlerin seyyidi, kutupların kutbu, gavsul azam seyyid Abdulkadir Geylani Hazretleri bazı din kardeşlerine dedi ki Benden bu salatı alın. Ben bu salâtı ilham yoluyla Aziz ve Celil olan Allah'tan aldım. Sonra manevi yolla bu salâtı, Peygamber sallallahu aleyhi veselleme gösterdim. Ona bu salâtın sevabını sormayı istedim, daha ona sual edemeden bana şu bilgileri verdi. Buyurdu ki bu salâtta sınırsız, garip üstün bir şey var. Bu salât, sahibini en yüksek derecelere yükseltir. Bir şey kastettiğinde düşündüğü şey zayi olmaz, Allah katında duası geri dönmez. Bu salâtı bir kere okuyan kişinin ve o mecliste bulunanların günahlarını Allah affeder. Eceli gelip ölüm anı geldiğinde ise, bu salâtı okuyan kişinin yanında dört melek hazır olur. Birincisi şeytanı kovalar. İkincisi kelime i şahadeti telkin eder. Üçüncüsü ona bardakla Kevser’den içirir. Dördüncüsü elinde cennet meyveleri dolu altından kapla ona cennetteki yerini müjdeler ve der ki “Müjde sana ey Allah'ın kulu!”. O kişi cennetteki yerine bakar, daha ruhu çıkmadan cennetteki yerini gözleriyle görür ve güven içerisinde, sevinçli ve mutlu olarak kabrine girer. Kabrinde yalnızlık ve darlık görmez, kabrinde ona kırk tane rahmet kapısı açılır. Başucuna nurdan bir kandil asılır. Kıyamet gününde o kandille diriltilir. Sağında onu müjdeleyen, solunda da ona güven veren birer melek, üzerinde de iki elbise olur. Ona üzerine bineceği seçkin bir binek verilir. Hasret ve pişmanlık çekmez. Hesabı kolay olur. Bu salâtı okuyana, sırattan geçerken cehennem şöyle seslenir "Çabuk geç ey Allah'ın azat ettiği! Muhakkak ben sana haram kılındım." Bu salatı okuyan, önce girenlerle beraber cennete girer. Ona cennette gümüşten kırk kubbe verilir. Her kubbenin içerisinde nurdan yüz çadır, her çadırın içinde kafur ağacından yapılmış bir divan, her divanda ince ipek kumaştan bir yatak, her yatakta Allah' Celle Celalühü ın en güzel surette yarattığı güzel kokulu, en uzun gecedeki ay gibi parlak, iri gözlü bir huri vardır. Bunlardan başka Allah Celle Celalühü bu salâtı okuyana gözün görmediği, kulağın işitmediği, insanın kalbine gelmeyen şeyler verir. Evliyalar Sultanı, seyyid Abdulkadir Geylani Hazretleri dedi ki Bu salâvat, yetmiş tane rahmet kapısının açılmasına ve hikmet yolundan harikaların zuhur etmesine sebep olur. Bu salavat bin tane erkek ve kadın köle azat etmekten, bin deve kesmekten, bin dinar sadaka vermekten, bin ay oruç tutmaktan daha hayırlıdır. Bu salâvatta gizli sır vardır. Bu salavat rızıkların kolaylaşmasına, ahlakların güzel olmasına, ihtiyaçların giderilmesine, derecelerin yükselmesine, günahların silinmesine, ayıpların örtülmesine, zelil kişinin saygın olmasına sebep olur. Evliyalar Sultanı, seyyid Abdulkadir Geylani Hazretleri dedi ki Bu salâvat, salih ve kâmil olan insandan başkasına verilmez herkes bu salâtı ders edinemez. Salih ve kâmil kişi olduktan sonra bu salatın ders izni ona verilir. Bu salavat özellikleri tamam olup faidelere sahiptir. Bu salâvatın sahibinin dünya ve ahiret işlerinden önemli bir işi olduğunda, bu salâvattan okuduğu bütün salâtlar Peygamber sallallahu aleyhi ve sellemin yanında ona şefaat olur. Bu salâvat, salât edenlerin salâtı içindeki ayetler yönünden zikredenlerin Kur'an'ı, vaaz edinenlerin vaazı, vesile edinenlerin vesilesidir ve bu salât, büyük Kur'an içinde Kur'an ayetleri bulunan salattır. Ben bu salâtı,Beşâiru'l Hayrat hayırların müjdeleri diye isimlendirdım. İşte kendinden bahsedilen o salâvat. Mecmuu Evradı Kadiriye s-231-232 Bismillahirrahmanirrahim Elhamdülillahi rabbil alemine Allahümme salli ve sellim alâ seyyidinâ Muhammedil beşiril mübeşşiri lil mü’minîne bimâ kâlallahul azîmu ve beşşiril mü’minîne ve ennallahe lâ yudîu ecrel mü’minîne Allahümme salli ve sellim alâ seyyidinâ Muhammedil beşiril mübeşşiri lizzekirîne bimâ kalâllahul azîmu fezkurunî ezkurküm üzkürullahe zikren kesiren ve sebbihuhu bükraten ve esilen hüvellezî yusallî aleyküm ve melaiketühü liyuhriceküm minezzulumâti ilânnuri ve kâna bil mü’minîne rahîma tahiyyatühüm yevme yelkavnehü selamün ve eaddelehüm ecren kerimen Allahümme salli ve sellim alâ seyyidinâ Muhammedil beşiril mübeşşiri lil amilîne bimâ kâlâllahül azîmu ennî leaüdîu amele amilin minküm min zekerin evünsâ ve men amile salihan min zekerin evünsâ ve hüve mü’minun feülâike yedhulunel cennete yurzakune fihâ bigayri hisâbin allahümme salli ve sellim alâ seyyidinâ Muhammedil beşiril mübeşşiri lil evvebîne bima kâlâllahül azîmu feinnehu kâne lil evvebîne gafuren lehüm mâyeşâune inde rabbihim zalike hazâul muhsinîne allahümme salli ve sellim alâ seyyidinâ Muhammedil beşiril mübeşşiri littevvabîne bimâ kâlâllahül azîmu innallahe yuhibbuttevvabîne ve yuhibbul mütetahhirîne ve hüvellezî yekbeluttevbete an ibâdihi ve ya’fu anisseyyiati Allahümme salli ve sellim alâ seyyidinâ Muhammedil beşiril mübeşşiri lilmuhlasîne bimâ kâlâllahül azîmu femen kâne yercû likâe rabbihi felya’mel amelen salihan vela yüşrik biibâdeti rabbihi ehaden muhlisîne lehüddîne Allahümme salli ve sellim alâ seyyidinâ Muhammedil beşiril mübeşşiri lilmusallîne bimâ kâlâllahül azîmu veekimissalâte innessalâte tenha anilfehşâi velmünkeri ekimissalâte ve’mur bilma’rufi venha anil münkeri vesbir alâ meâ esabeke inne zalike min azmil umuri Allahümme salli ve sellim alâ seyyidinâ Muhammedil beşiril mübeşşiri lilhâşiîne bimâ kâlâllahül azîmu vestainu bissabri vessalâti ve innehâ lekebiratün illa alâl haşiîne ellezîne yezunnune ennehum mülâku rabbihim ve ennehum ileyhi raciune ellezîne yezkurunallahe kıyamen ve kuuden ve alâ cunubihim ve yetefekkerune fî halkissamâvati vel ardi rabbenâ mâ halakte haze bâtilen subhaneke fekınâ azabennâri Allahümme salli ve sellim alâ seyyidinâ Muhammedil beşiril mübeşşiri lissâbirîne bimâ kâlâllahül azîmu innemâ yüveffessâbirune ecrehüm bigayri hisâbin ülâikellezîne hedahümüllahü ve ülâike hüm ulul el bâb Allahümme salli ve sellim alâ seyyidinâ Muhammedil beşiril mübeşşiri lilhâifîne bimâ kâlâllahül azîmu velimen hâfe Mekâme rabbihi cennetâni ve emmâ men hâfe mekâme rabbihi venehennefse anil hevâ fe innelcennete hiyel me’va Allahümme salli ve sellim alâ seyyidinâ Muhammedil beşiril mübeşşiri lilmüttakîne bimâ kâlâllahül azîmu ve rahmeti vesiat külle şeyin fesaktubuhâ lillezîne yettakune ve yu’tunezzekâte vellezînehum biayetinâ yü’minunellezîne yettabiunerrasulennebiyyel ümmiyye lehüm cezaâüddi’fi bimâ amilu vehüm fîl ğurufâti âminune Allahümme salli ve sellim alâ seyyidinâ Muhammedil beşiril mübeşşiri lilmühbitîne bimâ kâlâllahül azîmu ve beşşiril mühbitînellezîne iza zükirâllahü vecilet kulûbühüm vellezîne yü’tune mâ atev ve kulûbühüm veciletün ennehüm ilâ rabbihim raciune Allahümme salli ve sellim alâ seyyidinâ Muhammedil beşiril mübeşşiri lissabirîne bimâ kâlâllahül azîmu ve beşşirissâbirînellezîne izâ esâbethüm müsîbetün kâlu innâ lillahi ve innâ ileyhi râciune ülâike aleyhim salavatün min rabbihim ve rahmetün ve ülâike hümül mühtedune innî cezeytühümül yevme bimâ Sabarû ennehüm hümül fâizune Allahümme salli ve sellim alâ seyyidinâ Muhammedil beşiril mübeşşiri lilkâzimîne bimâ kâlâllahül azîmu vel kâzimînel ğayze vel âfîne aninnâsi vallahü yühibbul muhsinîne femen afâ ve aslaha ve ecruhü alâllahi innehü la yühibbuzzalimîne Allahümme salli ve sellim alâ seyyidinâ Muhammedil beşiril mübeşşiri lil muhsinîne bimâ kâlâllahül azîmu ve ehsinu innallahe yuhibbul muhsinîne men câe bil haseneti felahü aşrü emsâlihâ vemen câe bisseyyiati felâ yühzâ illâ mislehâ vehüm lâ yüzlemune Allahümme salli ve sellim alâ seyyidinâ Muhammedil beşiril mübeşşiri lilmütesaddikîne bimâ kâlâllahül azîmu ve entesaddakû hayrün leküm inküntüm ta’lemune innallahe yeczil mütesıddıkîne Allahümme salli ve sellim alâ seyyidinâ Muhammedil beşiril mübeşşiri lilmünfikîne bimâ kâlâllahül azîmu ve mimmâ razaknâhüm yünfikune vemâ enfaktüm min şey’in fehüve yühlifühü Allahümme salli ve sellim alâ seyyidinâ Muhammedil beşiril Mübeşşiri lilşâkirîne bimâ kâlâllahül azîmu veşkürü ni’metallahi inküntüm iyyâhu ta’budune lein şekertüm laezîdeneküm velain kefertüm inne azâbî leşedidun Allahümme salli ve sellim alâ seyyidinâ Muhammedil beşiril mübeşşiri lissâilîne bimâ kâlâllahül azîmu feinnî karîbun ucîbu da’veteddâi izâ daânid unî estacib leküm Allahümme salli ve sellim alâ seyyidinâ Muhammedil beşiril mübeşşiri lissâlihîne ülâike hümül vârisunellezîne yerisunel firdevse hüm fîhâ hâlidûne Allahümme salli ve sellim alâ seyyidinâ Muhammedil beşiril mübeşşiri lilmusallîne bimâ kâlâllahül azîmu innallahe ve melâiketühü yusallune alennebî yâ eyyühellezîne amenu sallü aleyhi ve sellimu teslimen yü’tikum kifleyni min rahmetihi ve yec’al leküm nûren temşune bihi ve yağfir leküm vallahü ğafürün rahîmun Allahümme salli ve sellim alâ seyyidinâ Muhammedil beşiril mübeşşiri lilmübeşşirîne bimâ kâlâllahül azîmu ve beşşirillezîne âmenu ve amilussâlihâti lehümül büşrâ fî hayâtid dünyâ ve fil âhireti lâ tebdîla likelimâtillahi zâlike hüvel fevzul azîmu Allahümme salli ve sellim alâ seyyidinâ Muhammedil beşiril mübeşşiri lil fâizîne bimâ kâlâllahül azîmu vemen yütiillahe ve rasulehu fekad fâza fevzân azîman Allahümme salli ve sellim alâ seyyidinâ Muhammedil beşiril mübeşşiri lizzahidîne bimâ kâlâllahül azîmu elmâlu velbanune zînetül hayâtid dünyâ vel bâkiyâtüssâlihâtü hayrün inde rabbike sevâben ve hayrün amelen Allahümme salli ve sellim alâ seyyidinâ Muhammedil beşiril mübeşşiri lilümmiyyîne bimâ kâlâllahül azîmu küntüm hayra ümmetin uhricat linnâsi te’murune bilma’rufi ve tenhevne anil münkeri Allahümme salli ve sellim alâ seyyidinâ Muhammedil beşiril mübeşşiri lilmustafîne bimâ kâlâllahül azîmu sümme evrasnâl kitâbellezînestafeynâ min ibâdînâ feminhüm zâlimun linefsihi ve minhüm Muktesiddun ve minhüm sâbikun bil hayrâti biiznillahi zâlike hüvel fadlül kebîru Allahümme salli ve sellim alâ seyyidinâ Muhammedil beşiril mübeşşiri lilmüznibîne bimâ kâlâllahül azîmu kul yâ ibâdiyellezîne esrafü alâ enfüsihim lateknetû min rahmetillâhi innellâhe yağfiruzzunube cemiân innehü hüvel ğafururrahîm Allahümme salli ve sellim alâ seyyidinâ Muhammedil beşiril mübeşşiri lil mustağfirîne bimâ kâlâllahül azîmu ve men ya’mel suvâen evyezlim nefsehu sümme yestağfirillâhe yecidillâhe ğafuren rahîmen Allahümme salli ve sellim alâ seyyidinâ Muhammedil beşiril mübeşşiri lilmukarrebîne bimâ kâlâllahül azîmu innellezîne sebakat lehüm minnâl hüsnâ ülâike anhâ müb’adune la yes’maune hasîsehâ vehüm fî mâştehat enfüsühüm hâlidune la yahzünühümül fezaül ekberu ve tetelekkâhümül melâiketü hâzâ yevmükümüllezî küntüm tuadune Allahümme salli ve sellim alâ seyyidinâ Muhammedil beşiril mübeşşiri lilmü’minîne bimâ kâlâllahül azîmu innel müslimîne velmüslimâti velmü’minîne velmü’minâti velkânitîne velkânitâti vessâdikîne vessâdikâti vessâbirîne vessâbirâti velhâşiine velhâşiâti velmütesaddikîne velmütesaddikâti vessâimîne vessâimâti velhâfizîne furucehüm velhâfizâti vezzâkirînallâhe kesiren vezzâkirâti eaddallâhü lehüm mağfiraten ve ecran azîmen ve enleyse lilinsâni illâ mâseâ ve enne sa’yehü sevfe yürâsümme yüc’zâhül cezâel evfâ Allahümme salli aleyhi salaten tüşrahu bihâssuduru ve tehunu bihâl umuru ve tenkeşifu bihâşşuturu ve sellim tesliman kesîran daimân ilâ yevmiddîni da’vehüm fihâ subhânekellahümme ve tahiyyetühüm fihâ selâmün ve âhiru da’vehüm enilhamdülillâhi rabbil âlemîn Salavat-ı Beşairu'l Hayrat'ın Anlamı Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla. Azameti nihayet derecede olan Allah'ın Celle Celalühü buyurduğu “ey Muhammed müminleri müjdele.” bakara 223 “Allah'ın müminlerin ecrini zayi etmeyeceğine sevinirler.” Âli İmran 171 ayetleri ile müminleri müjdeleyen Efendimiz Muhammed'e salât ve selam eyle ey Allah'ım. Azameti nihayet derecede olan Allah'ın Celle Celalühü buyurduğu "Beni anın ki bende sizi anayım.” Bakara 152 “Ey iman edenler! Allah'ı çokça zikredin, onu sabah akşam tesbih edin. O sizi karanlıktan aydınlığa çıkarmak için size merhamet edendir, melekleri de sizin için bağışlanma dileğindedir. Allah müminlere çok merhamet edendir. Allah'a kavuşacakları gün müminlere yönelik esenlik dileği selamdır. Allah onlara bol bir mükâfat hazırlamıştır.” Ahzab 41 - 44 ayetleri ile müminleri müjdeleyen efendimiz Muhammed'e salât ve selam eyle ey Allah'ım! Azameti nihayet derecede olan Allah'ın buyurduğu “Ben erkek olsun, kadın olsun sizden hiçbir amel edenin amelini zayi etmeyeceğim.” Âli İmran 195 “Kadın ve erkek kim mümin olarak salih bir amel işlerse, işte onlar cennete girecek ve orada hesapsız olarak rızıklandırılacaktır. " Mü'min 40 ayetleri ile amel edenleri müjdeleyen Efendimiz Muhammed'e salât ve selam eyle ey Allah'ım. Azameti nihayet derecede olan Allah'ın Celle Celalühü buyurduğu "şunu bilin ki Allah tövbeye yönelenleri çok bağışlayandır. ” İsra 25 “onlar için Rableri katında diledikleri her şey vardır, işte bu iyilik yapanların mükâfatıdır." Zümer 34 ayetleri ile tövbeye yönelenleri müjdeleyen efendimiz Muhammed'e salât ve selam eyle ey Allah'ım. Azameti nihayet derecede olan Allah'ın Celle Celalühü buyurduğu "şüphesiz Allah çok tövbe edenleri sever, çok temizlenenleri sever.” Bakara 222 “kullanndan tövbeyi kabul eden, kötülükleri bağışlayandır." Şura 25 ayetleri ile tövbe edenleri müjdeleyen efendimiz Muhammed'e salât ve selam eyle ey Allah'ım. Azameti nihayet derecede olan Allah'ın Celle Celalühü buyurduğu "kim Rabbine kavuşmayı umuyorsa yararlı bir iş yapsın ve Rabbine ibadette kimseyi ortak koşmasın” Kehf 110 “dinde ihlâs sahipleri olarak, Beyyine 5 ayetleri ile ihlâs sahiplerini müjdeleyen efendimiz Muhammed'e salât ve selam eyle ey Allah'ım. Azameti nihayet derecede olan Allah'ın Celle Celalühü buyurduğu "namazı dosdoğru kıl; çünkü namaz insanı hayasızlıktan ve kötülükten alıkoyar” Ankebut 45 “namazı dosdoğru kıl, iyiliği emret, kötülükten alıkoy, başına gelen musibetlere karşı sabırlı ol. Çünkü bunlar kesin olarak emredilmiş işlerdir. ” Lokman 17 ayetleri ile namaz kılanları müjdeleyen efendimiz Muhammed'e salât ve selam eyle ey Allah'ım. Azameti nihayet derecede olan Allah'ın Celle Celalühü buyurduğu “sabrederek ve namaz kılarak Allah'tan yardım dileyin. Şüphesiz namaz ağır bir şeydir, ancak huşu duyanlar için değil. Onlar Rablerine kavuşacaklarını ve gerçekten ona döneceklerini çok iyi bilirler.” Bakara 45-46 “Onlar ayaktayken, otururken ve yanları üzerine yatarken Allah'ı anarlar. Göklerin ve yerin yaratılışı üzerinde düşünürler. Rabbimiz bunu boş yere yaratmadın, seni eksikliklerden uzak tutarız, bizi ateş azabından koru derler.” Âli İmran 191 ayetleri ile huşu duyanları müjdeleyen Efendimiz Muhammed'e salât ve selam eyle ey Allah'ım. Azameti nihayet derecede olan Allah'ın Celle Celalühü buyurduğu “sabredenlere mükâfatları elbette hesapsız olarak verilir.” Zümer 18 “işte onlar Allah'ın hidayete erdirdiği kimselerdir. İşte onlar akıl sahiplerinin ta kendileridir.” Zümer 18 ayetleri ile sabredenleri müjdeleyen efendimiz Muhammed'e salât ve selam eyle ey Allah'ım. Azameti nihayet derecede olan Allah'ın Celle Celalühü buyurduğu “Rabbinin huzurunda hesap vermek üzere duracağından korkan kimseye iki cennet vardır." Rahman 46 “Kim de Rabbinin huzurunda duracağından korkar ve nefsini arzularından alıkoyarsa şüphesiz cennet onun sığınağıdır.” Naziat 40-41 ayetleri ile Allah'tan korkanları müjdeleyen Efendimiz Muhammed'e salât ve selam eyle ey Allah'ım. Azameti nihayet derecede olan Allah'ın Celle Celalühü buyurduğu "Rahmetim ise her şeyi kapsamıştır. Onu, bana karşı gelmekten sakınanlara, zekâtı verenlere ve ayetlerimize inananlara yazacağım. Onlar resule, ümmî peygambere uyan kimselerdir." Araf 156-157 “İşte onlar için işlediklerine karşılık kat kat mükâfat vardır. Onlar cennet köşklerinde güven içindedirler." Sebe 37 ayetleri ile muttakileri müjdeleyen Efendimiz Muhammed'e salât ve selam eyle ey Allah'ım. Azameti nihayet derecede olan Allah'ın Celle Celalühü buyurduğu "Alçak gönüllüleri müjdele, onlar Allah anıldığı zaman kalpleri ürperir.” Hac 34-35 “Rablerine dönecekleri için, verdiklerini kalpleri ürpererek verirler." Müminun 60 ayetleri ile alçak gönüllüleri müjdeleyen Efendimiz Muhammed'e salat ve selam eyle ey Allah'ım. Azameti nihayet derecede olan Allah'ın Celle Celalühü buyurduğu “sabredenleri müjdele. Onlar başlarına bir musibet gelince, biz şüphesiz her şeyimizle Allah'a aidiz ve şüphesiz O'na döneceğiz, derler. İşte Rableri katında rahmet ve merhamet onlaradır. Doğru yola ulaştırılmış olanlar da işte bunlardır" Bakara 155-157 “sabretmiş olmaları sebebiyle, bugün ben, onları mükâfatlandırdım. Şüphesiz onlar başarıya erenlerin ta kendileridir"Mü'min 111 ayetleri ile sabredenleri müjdeleyen Efendimiz Muhammed'e salât ve selam eyle ey Allah'ım. Azameti nihayet derecede olan Allah'ın Celle Celalühü buyurduğu “onlar öfkelerini yenenler, insanları affedenlerdir. Allah iyilik edenleri sever.” Âli İmran 134 “Kim affeder ve arayı düzeltirse onun mükâfatı Allah'a aittir. Şüphesiz o zalimleri sevmez.” Şura 40 ayetleri ile öfkelerini yenenleri müjdeleyen Efendimiz Muhammed'e salât ve selam eyle ey Allah'ım. Azameti nihayet derecede olan Allah'ın Celle Celalühü buyurduğu "iyilik edin, şüphesiz Allah iyilik edenleri sever.” Bakara 195 “kim bir iyilik yaparsa, ona on katı vardır. Kim de bir kötülük yaparsa, o da sadece o kötülüğün misliyle cezalandırılır ve onlara zulüm edilmez.” En'am 160 ayetleri ile iyilik edenleri müjdeleyen EfendimizMuhammed'e salât ve selam eyle ey Allah'ım. Azameti nihayet derecede olan Allah'ın Celle Celalühü buyurduğu "eğer bilirseniz borcu sadaka olacak bağışlamanız sizin için daha hayırlıdır." Bakara 280 “şüphesiz Allah sadaka verenleri mükâfatlandırır." Yusuf 88ayetleri ile sadaka verenleri müjdeleyen Efendimiz Muhammed'e salât ve selam eyle ey Allah'ım. Azameti nihayet derecede olan Allah'ın Celle Celalühü buyurduğu "kendilerine rızık olarak verdiğimizden de Allah yolunda harcarlar.” Nakara 3 “Allah yolunda her ne harcarsanız, Allah onun yerine başkasını verir.” Sebe 39ayetleri ile Allah yolunda harcayanları müjdeleyen Efendimiz Muhammed'e salât ve selam eyle ey Allah'ım. Azameti nihayet derecede olan Allah'ın Celle Celalühü buyurduğu “Eğer yalnız ona ibadet ediyorsanız, Allah'ın nimetine şükredin.” Maun 114 “Eğer şükrederseniz elbette size nimetimi artırırım; eğer nankörlük ederseniz hiç şüphesiz azabım çok şiddetlidir." İbrahim 7 ayetleri ile şükredenleri müjdeleyen Efendimiz Muhammed'e salât ve selam eyle ey Allah'ım. Azameti nihayet derecede olan Allah'ın Celle Celalühü buyurduğu "Ben onlara çok yakınım. Bana dua edince, dua edenin duasına cevap veririm.” Bakara 186 "bana dua edin, duanıza cevap vereyim.” mümin 60 ayetleri ile dua edenleri müjdeleyen Efendimiz Muhammed'e salât ve selam eyle ey Allâh'ım. Azameti nihayet derecede olan Allah'ın Celle Celalühü buyurduğu "Yere, muhakkak benim iyilik kullarım varis olacaktır.” Enbiya 105 “İşte bunlar varis olanların ta kendileridir. Onlar Firdevs cennetlerine varis olurlar. Onlar orada ebedi kalacaklardır." Müminun 10-11 ayetleri ile iyi kulları müjdeleyen Efendimiz Muhammed'e salât ve selam eyle ey Allah'ım. Azameti nihayet derecede olan Allah'ın Celle Celalühü buyurduğu "Şüphesiz Allah ve melekleri Peygambere salât ediyorlar. Ey iman edenler, siz de ona salât edin, selam edin." Ahzab 56 "Size rahmetinden iki kat pay versin, size kendisiyle yürüyeceğiniz bir nur versin ve sizi bağışlasın. Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.” Hadid 28 ayetleri ile Peygamber Efendimize salât edenleri müjdeleyen Efendimiz Muhammed'e salât ve selam eyle eyAllah'ım. Azameti nihayet derecede olan Allah'ın Celle Celalühü buyurduğu "İnanıp yararlı işler yapanları müjdele" Bakara 25 “Dünya hayatında da ahirette de onlar için müjde vardır. Allah'ın sözlerinde hiçbir değişme yoktur, işte bu büyük bir başarıdır." Yunus 64 ayetleri ile iman edip salih ameller işleyenleri ahirette sevapla müjdeleyen Efendimiz Muhammed'e salât ve selam eyle ey Allah'ım. Azameti nihayet derecede olan Allah'ın Celle Celalühü buyurdugu "Allah'a ve resulüne itaat etmiş olursa, muhakkak kurtuluşa ermiş olur" Ahzab 70-71 ayeti ile kurtuluşa erenleri müjdeleyen Efendimiz Muhammed'e salât ve selam eyle ey Allah'ım. Azameti nihayet derecede olan Allah'ın Celle Celalühü buyurdugu "Mallar ve evlatlar dünya hayatının süsüdür. Baki kalacak salih ameller ise Rabbinin katında sevap olarak da, ümit olarak da daha hayırlıdır." Kehf 46 ayeti ile dünya zevklerini terk edip az şeyle yetinerek, ibadete ve uhrevi işlere yönelenleri müjdeleyen EfendimizMuhammed'e salât ve selam eyle ey Allah'ım. Azameti nihayet derecede olan Allah'ın Celle Celalühü buyurdugu "Siz insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz, iyiliği emreder kötülükten men edersiniz." Âli İmran110 ayeti ile kendi ümmetine mensup olanları müjdeleyen Efendimiz Muhammed'e salât ve selam eyle ey Allah'ım. Azameti nihayet derecede olan Allah'ın Celle Celalühü buyurduğu "Ssonra biz o kitabı kullarımızdan seçtiğimiz kimselere Muhammed'in ümmetine miras olarak verdik. Onlardan kendilerine zulmedenler vardır. Onlardan ortada olanlar vardır. Yine onlardan Allah'ın izniyle hayırlı işlerde öne geçenler vardır, işte bu büyük lütuftur.” Fatır 32 ayetleri ile seçilmiş kimseleri müjdeleyen Efendimiz Muhammed'e salât ve selam eyle ey Allah'ım. Azameti nihayet derecede olan Allah'ın Celle Celalühü buyurduğu “De ki ey kendilerinin aleyhine aşırı giden kullarım! Allah'ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin. Şüphesiz Allah bütün günahları affeder. Çünkü o çok bağışlayandır, çok merhamet edendir." Zümer 53 ayeti ile günah işleyenleri günahların af olunabileceğini müjdeleyen Efendimiz Muhammed'e salât ve selam eyle ey Allah'ım. Azameti nihayet derecede olan Allah'ın Celle Celalühü buyurduğu "Kim bir kötülük yapar yahut nefsine zulmeder de sonra Allah’tan mağfiret dilerse, Allah’ı çok yarlığayıcı ve esirgeyici bulur.” Nisa 110 ayeti ile bağışlama dileyenleri müjdeleyen Efendimiz Muhammed'e salât ve selam eyle ey Allah'ım. Azameti nihayet derecede olan Allah'ın Celle Celalühü buyurduğu “Şüphesiz kendileri için tarafımızdan en güzel mükâfat hazırlanmış olanlar var ya, işte bunlar cehennemden uzaklaştırılmışlardır. Onlar cehennemin hışırtısını bile duymazlar. Canlarının istediği nimetler içerisinde ebedi olarak kalırlar. En büyük korku bile onları tasalandırmaz ve melekler onları “işte bu size vaat edilen mutlu gününüzdür” diyerek karşılarlar.” Enbiya 101-103 ayetleri ileAllah'a Celle Celalühü yakın olanları müjdeleyen Efendimiz Muhammed'e salât ve selam eyle ey Allah'ım. Azameti nihayet derecede olan Allah'ın Celle Celalühü buyurduğu “Şüphesiz Müslüman erkeklerle Müslüman kadınlar, mümin erkeklerle mümin kadınlar, itaatkâr erkeklerle itaatkâr kadınlar, doğru erkeklerle doğru kadınlar, sabreden erkeklerle sabreden kadınlar, Allah'a derinden saygı duyan erkeklerle Allah'a derin saygı duyan kadınlar, sadaka veren erkeklerle sadaka veren kadınlar, oruç tutan erkeklerle oruç tutan kadınlar, namuslarını koruyan erkeklerle namuslarını koruyan kadınlar, Allah'ı çokça anan erkeklerle çokça anan kadınlar var ya, işte onlar için Allah bağışlanma ve büyük bir mükâfat hazırlamıştır.” Ahzab 35 "İnsanlar için ancak çalıştığı vardır. Şüphesiz onun çalışması ileride görülecektir. Sonra çalışmasının karşılığı ona tastamam verilecektir." Necm 39-41ayetleri ile iman edenleri müjdeleyen Efendimiz Muhammed'e salât ve selam eyle ey Allah'ım. Allah'ım! Efendimiz Muhammed'e gönüllerin açılmasına, işlerin kolaylaşmasına, perdelerin açılmasına sebep olan salât ile salat eyle. Hesap ve ceza gününe dek devam eden selam ile çokça selam eyle ey Allah'ım. “Bunların oradaki duaları, "seni eksikliklerden uzak tutarız Allah'ım, aralarındaki esenlik dilekleri selam, dualarının sonu ise hamd alemlerin Rabbi Allah'a mahsustur” sözleridir. ” Yunus 10 RUH VE ÇEŞİTLERİRuhlar, bulundukları makam ve mertebelere göre adlar almışlardır. Bunlar, dört makam gerçeğine göre dört çeşittir. Şunlardır1-Kutsi RuhBu kutsal ruh, ilk belirti olan büyük Muhammed’i nurdan peyda olan ve ikinci mertebede beliren, Lahut Âleminde Fenafillah -Allah’ta yok- ve Bekabillah -Allah’ta Bâki Dâimi- olan ruhlardır. Bunlara Ruhul Kudus da Kudsi ruh, Kuddus, yani Akdes’in -çok Mukaddes- olan Tanrı’nın, Kuddus isminin mazharı olan ruhlardır. Allah’ın Kuddus Sıfatı ile sıfatlanmışlardır. Peygamberlerin ve Velilerin ruh; Tanrı’nın eli, Tanrının ipi sayılır. O eli tutan, O ipe bağlanan bir kişinin ruhu, eninde sonunda Tanrı’ya kavuşur. O kişinin ruhu da kutsallaşır. Kudsi Ruh Ruh, Tanrı’dan ayrılmaz, O Tanrı’nın ziyası sayılır. Cisim ve mahlûk olmadığından, gafillerin anladığı mânada bir vasıta - aracı, değildir. Çünkü kutsal ruh Tanrı’nın emir sıfatıdır. Zamir, sıfat ile bilinir. Hu zamirine, Hu’nun sıfatı ile kavuşulur. Hu, sıfatları ile bilinir. Sıfatı olmasa, zamir Tanrı yolcusu ile Tanrı arasındaki vasıta, herhangi bir insan -beşer- olmayıp, Kâmil İnsan’ın Tanrı’da yok olmuş ve Tanrı’da var olmuş kutsal haktır, Hakkın emir sıfatıdır. Öyleyse vasıta -aracı-, Tanrı’nın bizzat sıfatıdır. Tanrı sıfatını tutmak, ikinci varlık değildir. Çünkü sıfat, varlık değildir. Yani zamir değildir. Tanrı zamirinin, için İnsan-ı Kâmil hakkında ; Mevlâna Celaleddin-i Rûmi, “Desti O, desti Hûdest -İnsan’ı Kâmil’in eli, Tanrı’nın elidir’’demiştir. Zaten Tanrı Sure-i Feth’te,“İnnellezine yübayiuneke innema yübayiunallah, Yedillahi fevke eydihim -Ya Muhammed, Sana biat edenler -bağlananlar-ancak Allah’a biat etmişlerdir. Allah’ın eli de Onların elinin üstündedir“ Feth,10, RuhBu ruh, yukarıda açıklanan Lahut Âleminin hemen altındaki Ceberut Âlemindedir. Ceberut, güçlü anlamınadır. Sultan da güçlü anlamınadır. Onun için bu Âlemdeki Ruha, Sultani Ruh Ruh, Ruh-u Âzam -en büyük Ruh- ın varlığında yok olmuştur. Tasavvufta Fenaf i Resul denilen, işte bu Ruhun veya Nurani RuhBu ruh, Melekut Âlemindeki ruh’tur. Daha Esfeli Safilin-alçakların en alçağı-, beden zindanına girmeyip, Nur Âleminde bulunduğundan ve hareketli bulunduğundan, ona letâfetini ve berrak canlılığını koruyan anlamında Ruhani veya Nurani Ruh “Fenafi Pir“ diye adlandırılan durum budur. Yani kudsi ruh taşıyan, Tanrı velisi, Olgun İnsanın ruhunda yok olmuş RuhEsfeli Safilin olan madde -beden âlemine, Tanrı tarafından iletilmiş ruh’tur. Ana karnında iken belirli bir ayda, Tanrı tarafından nefh -iletilen- ruh, 7 yaşına kadar çocukta letâfetini -berraklığını-korur. 15 yaşına kadar yine tam bozulmaz. 15 yaşından sonra, ana ve babasının, çevresinin etkisinde ve onların fikirlerinin tesiri altında bir yön beden, nefs ve biyolojik -kirli- madde âlemi ile ilişkisini arttırdıkça ve nefsin hayvansal duygularına temayül edip onlarla fazla uğraştıkça cisimleşmeye başlar. Bunun için Ona Cismani Ruh ruhun en tehlikelisi onun tamamen cisimleşmesidir. Tamamen cisimleşen ruh, “Neuzübillah“ helâk olmuştur.“Artık onlar iman etmezler“ Yâ Sin-7Âyeti, bu tam cisimleşmiş, buğdayın ambarda -kendi nefsinde-çürüyen tohum durumuna gelmiş ruhu taşıyan ki artık ona ruh denmez kişiler hakkındadır. O kişinin ruhu da Nefsi Emmare Ümmeti Muhammed’e ve gerçeği arayan kişilere helâk vermeye, helâki üzerimizden kaldırıp bize acıya. Sığınağımız Tanrı’dır. Ve Tanrı’nın her şeyi kaplayan Rahmeti -acıması- dır.“Ve rahmeti vesiat külle şey’in - Gerçekten rahmetim her şeyi kapladı“. A’raf-156Sadakallahül azim. Allah kelam-ı ezelisinde “Allah onların günahlarını hasenata tebdil eder” buyuruyor. Bu, günahkar insanlar için aslında büyük bir beşarettir. Fakat bu ayete mâsadak olabilmek için kulun da yapacağı şeyler vardır. Bir; günah insanî ilişkiler alanında cereyân etmişse yani kul hakkı söz konusu ise, mutlaka karşı taraftan helallık almak. İki; işlenen o günahı bir ömür boyu hatırlamak, onun ızdırabını sînesinde dâima canlı ve taze olarak hissetmek. Bu hususu bir başka yerde şöyle ifade etmiştik; “Günah çok kötü bir şeydir; ancak bir yerde iyi sayılabilir. O da kulun bir günaha girdikten sonra bir ömür boyu onun için âh u vâh etmesi halidir. Mesela, harama im’ân-ı nazar ederek dikkatlice bakan, fakat yıllar sonra bile onu hatırladıkça iki büklüm olup Rahmet kapısına yönelen bir kul için o günah pek çok hayırlara gebe olabilir.” Bu iki şey yapılabilirse şayet, Allah o kulu ahirette rezil etmez. Ama günah işlenmiş, unutulmuş ise aynı neticeden bahsetmek oldukça zor olsa gerek. Evet, aslında unutulması gerekli olan şeyler iyilikler ve güzelliklerdir. Zannediyorum günümüzde çok müslümanlar bu iki hususu birbirine karıştırıyor, unutulması gerekli olanları unutmuyor, unutulmaması gerekli olanları da unutuyorlar. Bu meselenin bir diğer buudu ise şudur; insan olan herkesin ve hepimizin Rabbi ile olan irtibatı adına eksiklikleri, işlediği günahları vardır. Arzu ederiz ki Allah affetsin onları. Fakat aynı arzuyu başkalarının günah ve hataları adına da duymak gerekmez mi? Niçin o arzuyu izhar etmiyoruz biz? Allah hepimizin Allah’ı; O Raûf, O Rahîm ve O Kerim. “Rahmetî vesiat külle şey’” buyuruyor, yani rahmeti herşeyi ihâta etmiş. O’nun âdet-i sübhânîsi, çamurun içinde duran kimseleri hemen tutup çıkarması, yıkaması, üzerine gül suları serpiştirmesi ise şayet, bizim onları çamur içinde görmeye hakkımız yok ki. Dilerse affeder onu. Dolayısıyla yukarıda ifade etmeye çalıştığımız “günahları unutmama”yı herkes kendi adına yapmalı. Elli sene evvel de işlemiş olsa, onu yeni işlemiş gibi bütün inciticiliğiyle duymalı. Bu açıdan “Ben biliyorum ki, falan zat falan zamanda şunu yapmıştı, ama bu günahın hacâletini hiç de üzerinde görmüyorum.” demeye hiç kimsenin hakkı yok. Nereden biliyorsun onun içinde boyundurukların dönmediğini, için için ızdırap çekmediğini?! İslamî Denge Ve Mürşid İhtiyacı İslam bir denge dinidir. Maddî ve manevî âlem adına koymuş olduğu ölçüler bunun şahididir. Fakat bunları gösterecek dimağlara özellikle günümüzde çok ihtiyaç var. Bu ufku yakalayamayan bir çok insanın yönlendirilmeye, sürekli nezaret edilmeye ihtiyaçları olduğuna inanıyorum. Aksi halde böylelerinin dine ve topluma zararlı olduğu muhakkak. Şöyle ki, bahsini ettiğimiz özellikteki kişiler, ilim adamları, master, doktora talebeleri sistemin gerektirdiği ölçüler içinde çalışıyor. Başkalarının görüş ve düşüncelerini aktarmayı ilmî çalışma olarak kabulleniyorlar. Bunu yaparken de belki farkında değiller ama kendi gönüllerinin ilhamlarını öldürüyor, kendi ruhlarının dilinden kilidi çözmüyor/ çözemiyorlar. Dolayısıyla bugün bir çeşit, yarın bir başka çeşit konuşuyor, en son okuduğu kitabın havasına giriyorlar. Dimağlarda donukluk, söylenen şeylerde zıtlıklar oluyor böylece. Bazılarında da tam tersi şey geçerli. Onlar da alabildiğine serbest ve hür düşünceli. Sürekli beyin firtınaları ve sancıları içinde. Ama bunlar da dinin getirdiği temelleri tam anlamıyla bilemediklerinden ölçüsüz, bazan da İslam’a zıt şeyler söyleyebiliyorlar. Bu açıdan ilk sınıfta yer alanlara İslam’ın hayatın hiçbir alanında boşluk bırakmayan dengelerini hatırlatacak, gösterecek; diğerlerine de basit seviyede dahi olsa İslam’ın usûlüne ait değerlerini gösterecek, öğretecek denge insanlarına ihtiyaç olduğu kesin. Işığın Göründüğü Ufuk Bazan ışık görünür. Aradan on sene geçer, yirmi sene geçer, ışık hala göründüğü ufukta durur, bir santim ilerleme kaydetmez. Neden? Çünkü insanların azmi, kasdı, kararlılıkları, plânlarının ciddiyeti, uygulanabilir oluşu şart-ı âdî planında müessir şeylerdir. Eğer bunlarda bir eksiklik ve aksama söz konusu ise, ışık göründüğü yerde görüne durur fakat siz yürümenize rağmen bir türlü tünelin öbür ucunu bulamazsınız. Bununla beraber ışığın göründüğünü kabul etmelisiniz. O zaman ya; “Ne yapalım! Işık biraz erken görünmüş.” veya “Biz ışığa doğru yürürken âhesterevlik ediyoruz.” ya da; “Atâ-i ilâhî burada ayrı bir cilve ortaya koyacak.” diyeceksiniz. Bu çerçevede bir hususu tekrar hatırlatmak isterim; bazan dünyanın herhangi bir yerindeki muvaffakiyet, başka yerlerde muvaffakiyete giden yolu tıkayabilir ve sistemi felç edebilir. Cüz’î dairedeki tekevvün hepten’in önünü kesebilir. Zira o muvaffakiyet başkalarının gıpta damarlarını harekete geçirmiş, haset duygularını kabartmış, düşmanlık yapmalarına zemin hazırlamıştır. Mesele, dininizi anlatma, hakkı başkalarına duyurmadır. Dinimizi anlatma istikametindeki bir başarı başka bir yerde kendilerine rakip kabul etmeyenlerin harekete geçmesine sebebiyet verebilir. Öyleyse, bir yerde doğum yaptırtıp diğer yerlerde kısırlaşmaya, kısırlaştırmaya sebebiyet vermeyin. Unutmayın, hâmile olan bütün analar doğum yaptığı zaman başkalarının yapacağı bir şey kalmamış demektir. Yağmur Yağarken Yağmur yağıyor şu an. O yağmur -ki diğer adı rahmettir- Allah’tan, rahmet semasından yeni kopup gelen şeyin adıdır. O şimdi üzerinde öbür alemin çizgilerini taşıyor, o aleme ait turfanda televvünlere âyinedarlık yapıyor. Bu esnada eğer gönüller Allah’a teveccüh eder, diller O’nu mırıldanırsa, Allah o duaları kabul buyurur. Şimdi siz, sizin için hayatta en önemli gaye ne ise, o gayeye kalbinizi kilitleyerek Cenab-ı Hakk’a dua edin, o meramınızı isteyin. “Güzel söz O’na çıkar, iyi amel O’na yükselir.” diyor Kur’an. Dolayısıyla O’ndan gelenlerin geldiği şu anda, O’na gidecek şeylerin gitmesinde bir kolaylık söz konusudur. Yani gök kapıları açık, rahmet geliyor, yerden kelimeler de O’na yükseliyor. İsterseniz benim kelimelerime kalbinizin heyecanıyla iştirak edebilir, amin diyebilirsiniz “Allâhümme a’li kelimete’llâhi ve kelimete’l-hakki ve dîne’l-İslami fî külli enhâi’l-âlem. Veşrah sudûranâ ve sudûra ibâdike fî külli enhâi’l-âlemi ile’l-îmâni ve’l-İslâmi ve’l-ihsâni ve’l-Kur’ân vestahdimnâ fî hâzâ’ş-şe’n. Vec’alnâ min ibâdike’l muhlisîne’l muttakîne’l veriîne’z zâhidîne’l mukarrabîne’r râdîne’l merdıyyîn. Allâhümme yâ müfettiha’l ebvâb! İftah lenâ ümmete Muhammedin sallâhu aleyhi vesellem lâsiyyemâ ihvânî ve ehavâtî ve asdikâî ve sadâikî ve ahbâbî ve ehibbâî hayra’l-bâb. Rabbenec’al lenâ min emrinâ ümmete Muhammedin sallahu aleyhi vesellem lâsiyyemâ emra ihvâni ve ehavâti ve asdikâi ve sadâikî ve ahbâbî ve ehibbâî fî külli enhâi’l-âlemi ferecen ve mahrecâ, ve sallallâhu alâ seyyidina Muhammedin ve alâ âlihî ve ashâbih.” Allahım! Yüce adını, hak kelamını ve din-i mübin-i İslam’ı dünyanın dört bir tarafında yücelt! Gönüllerimizi ve dünyadaki bütün kullarının kalblerini imana, İslam’a, ihsana ve Kur’an’a aç! Bizi bu yolda istihdam eyle! Bizleri ihlâslı; kılı kırk yararcasına takva hayatı yaşayan; zühdü esas edinen; kurbiyetine mazhar olup Senin yakınlığını kazanmış; Sen’den razı olmuş, Senin de kendilerinden razı olduğun kullarından eyle! Allahım, her kapıyı açan Rabbim! Biz Ümmet-i Muhammed’e sallallahu aleyhi vesellem, hususen kardeşlerimiz, dostlarımız ve sevdiklerimize hayır kapılarını aç! Ey Rabbim! Biz Ümmet-i Muhammed’e sallallahu aleyhi vesellem ve hususiyle de dünyanın dört bir tarafındaki kardeşlerimiz, dostlarımız ve sevdiklerimize bir rahatlık, sıkıntılarına bir çıkış yolu ihsan eyle! Salat u selam Efendimiz aleyhissalatu vesselam, âl ve ashabı üzerine olsun. 07-11-14, 1803 1 ERBAUN Yasaklı Üyelik tarihi 07-11-14 Mesajlar 24 Salavat-ı Beşairu'l Hayrat Bismillahirrahmanirrahim Elhamdülillahi rabbil alemine ALLAHümme salli ve sellim alâ seyyidinâ Muhammedil beşiril mübeşşiri lil mü’minîne bimâ kâlallahul azîmu ve beşşiril mü’minîne ve ennallahe lâ yudîu ecrel mü’minîne ALLAHümme salli ve sellim alâ seyyidinâ Muhammedil beşiril mübeşşiri lizzekirîne bimâ kalâllahul azîmu fezkurunî ezkurküm üzkürullahe zikren kesiren ve sebbihuhu bükraten ve esilen hüvellezî yusallî aleyküm ve melaiketühü liyuhriceküm minezzulumâti ilânnuri ve kâna bil mü’minîne rahîma tahiyyatühüm yevme yelkavnehü selamün ve eaddelehüm ecren kerimen ALLAHümme salli ve sellim alâ seyyidinâ Muhammedil beşiril mübeşşiri lil amilîne bimâ kâlâllahül azîmu ennî leaüdîu amele amilin minküm min zekerin evünsâ ve men amile salihan min zekerin evünsâ ve hüve mü’minun feülâike yedhulunel cennete yurzakune fihâ bigayri hisâbin allahümme salli ve sellim alâ seyyidinâ Muhammedil beşiril mübeşşiri lil evvebîne bima kâlâllahül azîmu feinnehu kâne lil evvebîne gafuren lehüm mâyeşâune inde rabbihim zalike hazâul muhsinîne allahümme salli ve sellim alâ seyyidinâ Muhammedil beşiril mübeşşiri littevvabîne bimâ kâlâllahül azîmu innallahe yuhibbuttevvabîne ve yuhibbul mütetahhirîne ve hüvellezî yekbeluttevbete an ibâdihi ve ya’fu anisseyyiati ALLAHümme salli ve sellim alâ seyyidinâ Muhammedil beşiril mübeşşiri lilmuhlasîne bimâ kâlâllahül azîmu femen kâne yercû likâe rabbihi felya’mel amelen salihan vela yüşrik biibâdeti rabbihi ehaden muhlisîne lehüddîne ALLAHümme salli ve sellim alâ seyyidinâ Muhammedil beşiril mübeşşiri lilmusallîne bimâ kâlâllahül azîmu veekimissalâte innessalâte tenha anilfehşâi velmünkeri ekimissalâte ve’mur bilma’rufi venha anil münkeri vesbir alâ meâ esabeke inne zalike min azmil umuri ALLAHümme salli ve sellim alâ seyyidinâ Muhammedil beşiril mübeşşiri lilhâşiîne bimâ kâlâllahül azîmu vestainu bissabri vessalâti ve innehâ lekebiratün illa alâl haşiîne ellezîne yezunnune ennehum mülâku rabbihim ve ennehum ileyhi raciune ellezîne yezkurunallahe kıyamen ve kuuden ve alâ cunubihim ve yetefekkerune fî halkissamâvati vel ardi rabbenâ mâ halakte haze bâtilen subhaneke fekınâ azabennâri ALLAHümme salli ve sellim alâ seyyidinâ Muhammedil beşiril mübeşşiri lissâbirîne bimâ kâlâllahül azîmu innemâ yüveffessâbirune ecrehüm bigayri hisâbin ülâikellezîne hedahümüllahü ve ülâike hüm ulul el bâb ALLAHümme salli ve sellim alâ seyyidinâ Muhammedil beşiril mübeşşiri lilhâifîne bimâ kâlâllahül azîmu velimen hâfe Mekâme rabbihi cennetâni ve emmâ men hâfe mekâme rabbihi venehennefse anil hevâ fe innelcennete hiyel me’va ALLAHümme salli ve sellim alâ seyyidinâ Muhammedil beşiril mübeşşiri lilmüttakîne bimâ kâlâllahül azîmu ve rahmeti vesiat külle şeyin fesaktubuhâ lillezîne yettakune ve yu’tunezzekâte vellezînehum biayetinâ yü’minunellezîne yettabiunerrasulennebiyyel ümmiyye lehüm cezaâüddi’fi bimâ amilu vehüm fîl ğurufâti âminune ALLAHümme salli ve sellim alâ seyyidinâ Muhammedil beşiril mübeşşiri lilmühbitîne bimâ kâlâllahül azîmu ve beşşiril mühbitînellezîne iza zükirâllahü vecilet kulûbühüm vellezîne yü’tune mâ atev ve kulûbühüm veciletün ennehüm ilâ rabbihim raciune ALLAHümme salli ve sellim alâ seyyidinâ Muhammedil beşiril mübeşşiri lissabirîne bimâ kâlâllahül azîmu ve beşşirissâbirînellezîne izâ esâbethüm müsîbetün kâlu innâ lillahi ve innâ ileyhi râciune ülâike aleyhim salavatün min rabbihim ve rahmetün ve ülâike hümül mühtedune innî cezeytühümül yevme bimâ Sabarû ennehüm hümül fâizune ALLAHümme salli ve sellim alâ seyyidinâ Muhammedil beşiril mübeşşiri lilkâzimîne bimâ kâlâllahül azîmu vel kâzimînel ğayze vel âfîne aninnâsi vallahü yühibbul muhsinîne femen afâ ve aslaha ve ecruhü alâllahi innehü la yühibbuzzalimîne ALLAHümme salli ve sellim alâ seyyidinâ Muhammedil beşiril mübeşşiri lil muhsinîne bimâ kâlâllahül azîmu ve ehsinu innallahe yuhibbul muhsinîne men câe bil haseneti felahü aşrü emsâlihâ vemen câe bisseyyiati felâ yühzâ illâ mislehâ vehüm lâ yüzlemune ALLAHümme salli ve sellim alâ seyyidinâ Muhammedil beşiril mübeşşiri lilmütesaddikîne bimâ kâlâllahül azîmu ve entesaddakû hayrün leküm inküntüm ta’lemune innallahe yeczil mütesıddıkîne ALLAHümme salli ve sellim alâ seyyidinâ Muhammedil beşiril mübeşşiri lilmünfikîne bimâ kâlâllahül azîmu ve mimmâ razaknâhüm yünfikune vemâ enfaktüm min şey’in fehüve yühlifühü ALLAHümme salli ve sellim alâ seyyidinâ Muhammedil beşiril Mübeşşiri lilşâkirîne bimâ kâlâllahül azîmu veşkürü ni’metallahi inküntüm iyyâhu ta’budune lein şekertüm laezîdeneküm velain kefertüm inne azâbî leşedidun ALLAHümme salli ve sellim alâ seyyidinâ Muhammedil beşiril mübeşşiri lissâilîne bimâ kâlâllahül azîmu feinnî karîbun ucîbu da’veteddâi izâ daânid unî estacib leküm ALLAHümme salli ve sellim alâ seyyidinâ Muhammedil beşiril mübeşşiri lissâlihîne ülâike hümül vârisunellezîne yerisunel firdevse hüm fîhâ hâlidûne ALLAHümme salli ve sellim alâ seyyidinâ Muhammedil beşiril mübeşşiri lilmusallîne bimâ kâlâllahül azîmu innallahe ve melâiketühü yusallune alennebî yâ eyyühellezîne amenu sallü aleyhi ve sellimu teslimen yü’tikum kifleyni min rahmetihi ve yec’al leküm nûren temşune bihi ve yağfir leküm vallahü ğafürün rahîmun ALLAHümme salli ve sellim alâ seyyidinâ Muhammedil beşiril mübeşşiri lilmübeşşirîne bimâ kâlâllahül azîmu ve beşşirillezîne âmenu ve amilussâlihâti lehümül büşrâ fî hayâtid dünyâ ve fil âhireti lâ tebdîla likelimâtillahi zâlike hüvel fevzul azîmu ALLAHümme salli ve sellim alâ seyyidinâ Muhammedil beşiril mübeşşiri lil fâizîne bimâ kâlâllahül azîmu vemen yütiillahe ve rasulehu fekad fâza fevzân azîman ALLAHümme salli ve sellim alâ seyyidinâ Muhammedil beşiril mübeşşiri lizzahidîne bimâ kâlâllahül azîmu elmâlu velbanune zînetül hayâtid dünyâ vel bâkiyâtüssâlihâtü hayrün inde rabbike sevâben ve hayrün amelen ALLAHümme salli ve sellim alâ seyyidinâ Muhammedil beşiril mübeşşiri lilümmiyyîne bimâ kâlâllahül azîmu küntüm hayra ümmetin uhricat linnâsi te’murune bilma’rufi ve tenhevne anil münkeri ALLAHümme salli ve sellim alâ seyyidinâ Muhammedil beşiril mübeşşiri lilmustafîne bimâ kâlâllahül azîmu sümme evrasnâl kitâbellezînestafeynâ min ibâdînâ feminhüm zâlimun linefsihi ve minhüm Muktesiddun ve minhüm sâbikun bil hayrâti biiznillahi zâlike hüvel fadlül kebîru ALLAHümme salli ve sellim alâ seyyidinâ Muhammedil beşiril mübeşşiri lilmüznibîne bimâ kâlâllahül azîmu kul yâ ibâdiyellezîne esrafü alâ enfüsihim lateknetû min rahmetillâhi innellâhe yağfiruzzunube cemiân innehü hüvel ğafururrahîm ALLAHümme salli ve sellim alâ seyyidinâ Muhammedil beşiril mübeşşiri lil mustağfirîne bimâ kâlâllahül azîmu ve men ya’mel suvâen evyezlim nefsehu sümme yestağfirillâhe yecidillâhe ğafuren rahîmen ALLAHümme salli ve sellim alâ seyyidinâ Muhammedil beşiril mübeşşiri lilmukarrebîne bimâ kâlâllahül azîmu innellezîne sebakat lehüm minnâl hüsnâ ülâike anhâ müb’adune la yes’maune hasîsehâ vehüm fî mâştehat enfüsühüm hâlidune la yahzünühümül fezaül ekberu ve tetelekkâhümül melâiketü hâzâ yevmükümüllezî küntüm tuadune ALLAHümme salli ve sellim alâ seyyidinâ Muhammedil beşiril mübeşşiri lilmü’minîne bimâ kâlâllahül azîmu innel müslimîne velmüslimâti velmü’minîne velmü’minâti velkânitîne velkânitâti vessâdikîne vessâdikâti vessâbirîne vessâbirâti velhâşiine velhâşiâti velmütesaddikîne velmütesaddikâti vessâimîne vessâimâti velhâfizîne furucehüm velhâfizâti vezzâkirînallâhe kesiren vezzâkirâti eaddallâhü lehüm mağfiraten ve ecran azîmen ve enleyse lilinsâni illâ mâseâ ve enne sa’yehü sevfe yürâsümme yüc’zâhül cezâel evfâ ALLAHümme salli aleyhi salaten tüşrahu bihâssuduru ve tehunu bihâl umuru ve tenkeşifu bihâşşuturu ve sellim tesliman kesîran daimân ilâ yevmiddîni da’vehüm fihâ subhânekellahümme ve tahiyyetühüm fihâ selâmün ve âhiru da’vehüm enilhamdülillâhi rabbil âlemîn. Bu salat, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem üzerine, imamların imamı şeyh Abdulkadir Geylani tarafından telif edilen Beşairu'l Hayrat - Hayırların Müjdeleri isimli salattır. Ledun ilmi yoluyla manevi alemden almıştır , abdülkadir geylani hz buyurdu ki bu salâtta sınırsız, garip üstün bir şey var. Bu salât, sahibini en yüksek derecelere yükseltir. Bir şey kastettiğinde düşündüğü şey zayi olmaz, ALLAH azze ve celle katında duası geri dönmez. Bu salâtı bir kere okuyan kişinin ve o mecliste bulunanların günahlarını ALLAH azze ve celle affeder. Eceli gelip ölüm anı geldiğinde ise, bu salâtı okuyan kişinin yanında dört melek hazır olur. Birincisi şeytanı kovalar. İkincisi kelime i şahadeti telkin eder. Üçüncüsü ona bardakla Kevser’den içirir. Dördüncüsü elinde cennet meyveleri dolu altından kapla ona cennetteki yerini müjdeler ve der ki “Müjde sana ey ALLAH'ın kulu!”. O kişi cennetteki yerine bakar, daha ruhu çıkmadan cennetteki yerini gözleriyle görür ve güven içerisinde, sevinçli ve mutlu olarak kabrine girer. Kabrinde yalnızlık ve darlık görmez, kabrinde ona kırk tane rahmet kapısı açılır. Başucuna nurdan bir kandil asılır. Kıyamet gününde o kandille diriltilir. Sağında onu müjdeleyen, solunda da ona güven veren birer melek, üzerinde de iki elbise olur. Ona üzerine bineceği seçkin bir binek verilir. Hasret ve pişmanlık çekmez. Hesabı kolay olur. Bu salâtı okuyana, sırattan geçerken cehennem şöyle seslenir "Çabuk geç ey AlLLAH azze ve celle'nin azat ettiği! Muhakkak ben sana haram kılındım." Bu salatı okuyan, önce girenlerle beraber cennete girer. Ona cennette gümüşten kırk kubbe verilir. Her kubbenin içerisinde nurdan yüz çadır, her çadırın içinde kafur ağacından yapılmış bir divan vardır. Bu salâtı okuyana gözün görmediği, kulağın işitmediği, insanın kalbine gelmeyen şeyler verir. Evliyalar Sultanı, seyyid Abdulkadir Geylani Hazretleri dedi ki Bu salâvat, yetmiş tane rahmet kapısının açılmasına ve hikmet yolundan harikaların zuhur etmesine sebep olur. Bu salavat bin tane erkek ve kadın köle azat etmekten, bin deve kesmekten, bin dinar sadaka vermekten, bin ay oruç tutmaktan daha hayırlıdır. Bu salâvatta gizli sır vardır. Bu salavat rızıkların kolaylaşmasına, ahlakların güzel olmasına, ihtiyaçların giderilmesine, derecelerin yükselmesine, günahların silinmesine, ayıpların örtülmesine, zelil kişinin saygın olmasına sebep olur. Evliyalar Sultanı, seyyid Abdulkadir Geylani Hazretleri dedi ki Bu salâvat, salih ve kâmil olan insandan başkasına verilmez herkes bu salâtı ders edinemez. Salih ve kâmil kişi olduktan sonra bu salatın ders izni ona verilir. Bu salavat özellikleri tamam olup faidelere sahiptir. Bu salâvatın sahibinin dünya ve ahiret işlerinden önemli bir işi olduğunda, bu salâvattan okuduğu bütün salâtlar Peygamber sallallahu aleyhi ve sellemin yanında ona şefaat olur. Bu salâvat, salât edenlerin salâtı içindeki ayetler yönünden zikredenlerin Kur'an'ı, vaaz edinenlerin vaazı, vesile edinenlerin vesilesidir ve bu salât, büyük Kur'an içinde Kur'an ayetleri bulunan salattır. Ben bu salâtı,Beşâiru'l Hayrat hayırların müjdeleri diye isimlendirdım. İşte kendinden bahsedilen o salâvat. Mecmuu Evradı Kadiriye s-231-232

ve rahmeti vesiat külle şeyin