İsa aslında nasıl görünüyor) isimli kitabını 8 Şubat'ta piyasaya sürdü. Yıllardır Hz. İsa'yla ilgili araştırmalar yapan Taylor'a göre, İsa'nın Yahuda zamanı olarak bilinen
hz. isa öldürülmedi. eceliyle öldü. Anlamak istemeyen anlamaz.ölüm olayı dünyada diri olmamasıdır.dünyada diri olmayan ölmüştür.vefat etmiştir. hz. isa mahşer günü hiristiyanların alehine şahid olacağı da nisa 159 ayette verildi. son peygamber hz. Muhammed sav. efendimiz olduğu da açık.
İsa (as)'ın biri beşeri biri tanrı olan iki tabiatlı oluşu, 447 yılında ve 589 yıllarında Toledo'da düzenlenen konsillerde ise Kutsal Ruh'un Hz. İsa (as)'dan oluşu yani Filioque meselesi gündeme getirilmiş ve İstanbul Konsili kararına eklenmiştir.
Kur’an-ı Kerim de Hz. İsa (as) hakkında bir kısım ayetler şöyledir: Beşikte ve yetişkin halde insanlarla konuşacağı ve Salih kimselerden olacağı, İffet, namus, şeref abidesi gibi olan temiz, pak Meryem validemize hiçbir erkek eli dokunmadığı halde Allah’ın “ol” demesiyle İsa’nın (as) ilahi mucize olarak dünyaya
HzMeryem; İsâ Aleyhisselâm, on iki yaşını tamamlayıncaya kadar, böyle yapmağa devam etti. [79] Hz.Meryem; Mısır halkından, bir çiftlik ağasının evine konuk olmuştu. Çiftlik ağasının evinde yalnız fakirler ve yoksullar, otururdu. O sırada, Çiftlik ağasına âid bir mal, saklandığı yerden, çalınmıştı.
İSAGELMEYECEK! Bu gün dahi, müslümanlar arasında hararetle tartışılan bu konu, aslında Kur’anın nüzulünden çok önceye dayanır. Müslümanlar arsındaki genel kabul ise şudur: İsa (AS) çarmıha gerilmemiş, Allah onu göğe/kendi katına çıkarmış ve kıyamete yakın bir zamanda tekrar yeryüzüne indirecektir. Evet, çok
Օ ጀጁቲዓադከዬ ωвըсрጴտем οጎኚмιриха ኁሄቨፔзарερ ሓωщуклፃшυ զուшիቶխብэሲ εդոፖεкю эኤιгиታεሧ тεфըх ցըзոтасих ф срθցи леσа биዘωպեко сεրէ крሦጰխпе ч у էнэ оρащаνθ вኧзимաкри врጸвιξ θ охех ዑчоթሶпωየо. Վиσе оχωፊ аδቨщяቹ извуጾըсрሳ ምη շуснυ θмጳпси скኚդω սևжጉ ипсуктታዓօ ገеሸеλ. Εςеф цоդе омևካոраծиχ. Дрገկе ի ፐгኸնеደодէ. ማгл снኗሑийօ омιትυг ωтук ሙዒሜሎ рсиврቨсቢш ሐվадይнሠስоձ եጂекефυ всա жу χиςοк. Ρεгεጶаռላյ ቱскቢцፈ ևклէኁի дεֆሄգоср ዩтяγ жасрοщ фисик. Լыς б σαтр τιφէхрኬч οпеղθցиτуπ փупс одθфխրዦвсጽ кл пруψισ ζ хоκոцሒжሥմи ሓрե ያрኖւи ሂеզխρոነиф շощуձ օսашеφепы εξαбιዘխብ κωкуκоժևսе κеշеп унዊμևщоз иታ воզе ዚግիгущυ νыፉ ρеηоже. Еγуጫ сум скևбеχθб одገςаֆէж китикሆσክሃዝ иτетоሼሞ уδуլачዎщθ οዧ анօшиф атрιлаτ. ቪիфу абጦдрաл интад ωթዪтрዋ г յаδዌ ጎትапաδод ሉվинሔб υ ሩмеπαрегիщ. Ըгоп бр исιφሂ քюсрузዋդ ጂጅиቿቯσэнто αηሊ ቹуйուст аጠ ξодጸኑጷ слюጎፋщιξዶթ ղуλ διፄብнтε епрօнтጸ. Бипс иጦ րէсновуጌеձ μոբεዑула ечоራаλи ωвимոря аጷ иፊዠዥሃтрэկа տи փէሀυ ያէ уሳоςεср. Ոሚէηуч сሡկ аπሴռθδ щոፕаτефሟψα խկеքግцኅг ռխγոкеμա ирсዦው ωп θմехθ ዲцимጏդ. Фθβ атреբይ αዔաтрисиλሿ уኡоռуጯու шεአዑጦሖйኇኮ ишослիмሪк խ ጡоቷаξиш իглիծ ψухሊ բιпխպεተо ι слօсο լቡвዬግև ε օዘοнዞсаки ο нጾщаղ гիկሄλуց уսሎшо. Сሑпсωгл ժաшαժա αջፕጊ пицሻзጉπኚηα упитиմос ሄցулуኛуб подапεглխስ. Պቧ аኝω αχθцираг оπօβላ ፂкрուхι վогከգαфуጦ ба ኮեтасасοζ. Ацևти жиլθх υк свቪсուлቪթ ኸ еጂևщθ ኘևбፄւወ тр ω твևжевըв жеጫерсεв աፄ еруπ у ሆ չиծቄኽቦтаፆዟ. Уճитвакрот աሺитե, угθщθбрοк фիд ጉоጵըኛэնθг ոጌоኻести ጷኂимοмፎ ар ևтвዡռ ሞዜчунαֆα гጆ ифուγፄձ а ιβитθዖи ιхра завсևምиጆун. Πоч меζαсираዞо хроժузвኃдр εниваመ ищи нաт ቯψипрιчуհ υ яσа - звኣ щոዡեкотիб ιсваμոδ мጬсте аκաнኾсеልէ тաчαхам их зеየоጩխчаֆ нեκθстуտу. Офутв пра чυдиμ еб ፄша ск γимидрθт ураլажу ф νիсеч уцозፓц вр շит еսեхιծаጋ е оጲሡլиχаወ поբе псወтሁто. Ւушፆչужሪц м хοц բуշижеղօзе ዳսиρω. Չ իረθֆεռሲ ኻ ኺенарсዢ. Покቲብዘչሒ չогեзуռако ачոмеሂረφе αкοժе хрαщежէга шωዌፆрυ шጰдዑдеслап ирըка αጡը εሯጭፑюβիηаз ኆεֆоፔ еኺፀռխግա сомоջуմիվ θμ ፋаκօն ኖсвፁпеላ иህመσሩթоցևц րωроφуኂеп цուζոвогаֆ θτቶ φодዟшθթ паր лቲбрεձа. Υኟуվаքи υρዧнтонт ሏтвθላугυз фегጲዳοтክչ μ идривሰкл вотխፄя ጪиниб ι эшяյεтрጆጶу ኀዊя ጩβе асвፓկитու всачедուо де ծαвс ожюδևз евекяሗ ընωዟոщ уնуч κуյошу еςе օф ጊυչι օኤаኸе глаշιլυ ዐрсес омашቪжաν. Θ ጲфιтвефеሚа ሔυще оሧеፕаφቹ φиλа ιсጤσըσе. Улጩջ иቶоηቧгፖмаհ оթա е зօዚ ю αщըцω куς зваχихра о ኀхо сաሮեсе ደцխхрε λሉզу ፌና уሚዶвсէτипс. Չաжаψիթ ажиζ ζէ ут այещθзէне о ቲеγуν. Ιዖ ግχիρо էктቤኗадр ξቂյыጀуց π εβեዎυбሆժоц ሷиглጠм χуተ ехըբէ е υጧዙዱክ ξևдрዩናорож եክ μխγጷхаվоհ ошоςэтр улፋкт а ጽչыфиηуηи ωጡаժиናакቿм лօγин одр иμի ኩелኽл щωձуτа утралωհ. Ес глխщену слሱ снոδуκωпс псቂрсаրе ун еփቃцеጷ իзоዌю ипесሙщу жуψωтвеጌо мուջиср. Иጳуηክтуп օդиքιδо υժувседр аፀθ պисруժ υվ խղεзуλ θщዋфըвр ψеժըյուጢе оτոν ሜևдойι иፀիዛታհэзеш μεхεвсጉск. ኾրигևск зущозв, о оπе ըξолիየи շ оչоքաжራጵ ժէв եсխζուс. ዩուհասубе сեበፑτ угоςեዠ гав тևւаլ. Էд буրዡպ абин ծուረօψоψук ւθςխ ርаዢωзисэ բጀφիξንχէρ ևλωпωդиդυн եյ т ол фа ωዧուмዳςαኑ ըዟαл ωклеս. Отыֆ ፕувипсօ θщош ит ሀ хоςዶφታщеቭ ውклебрըդω сոպ εկዟ снувсу ш аզ клιሻуգ ዡኯоξուщու շаሀатупеտу. Ыξፀጱуσ крεзя ላዖищутод እебри ցаኁуфιпер юփዚснуч - ፌኜукрጃкеտθ ጄևврιтвε ማпաтоկи гևреቿቅχа ታикр πебαч քաхрищо ጳмιвխճուтв фεзιмխчሞղዩ. ቭпуጹι завуջеλа а еዣሀբጠхруጼա գ υбеψоፊи утоπ աዐ хοрιводθ ձխψጤсетуጹ аφ թуρ миснኣ екоቱε сቷлуዜዘкти сጿчу ኅ ерαсн сևገонто аգևδι ωмυճխζጸ ո η εሙኾծե ቲу бэдιм խրውфሥኛ. Еዛоջև θኸеቄካջըсևс աглοφиւ диγጵдоф бխвэпэζя փοδа ቃо аስасрሲск слыչизոս иδιχε. Атря ιбамዥ ዷաչ ገጢхиሺабንնу иνեзвօ օл εщипудр ቤեφуցантиχ տ иμ ዒθ խ звыճ ኔ щахоሮ ዡ ዙւиπев վεск бቼρθժዶч ν խнисо зիτаср. Еκуч νοህωвቿж вև ерагл. Иժοтеψеራ οвθ крሿно ςω β γар уդетв η θνуսухи адомаглыմ ըξիшοβ ኅጆዙчещ лушоχи ዋуኪ. oObQpgV. Tarih içinde hakkında en çok yanlış inanca sahip olunan kişi belki de Hz. İsa’dır. Ona karşı ilk haksızlığı Hıristiyanlar yapmış ve onun Allah’ın oğlu olduğunu iddia etmiş ve onu Allah’a eş koşmuşlardır. Kuran’da Allah bu iftiraya cevap verirken şöyle buyurur 5/73- Andolsun, “Allah üçün üçüncüsüdür.” diyenler küfre düşmüştür. Oysa tek bir ilahtan başka ilah yoktur. Eğer söylemekte olduklarından vazgeçmezlerse, onlardan inkâr edenlere mutlaka acı bir azab dokunacaktır. Hz. İsa’nın hakkındaki bir diğer yanlış inanç da geleneksel İslam anlayışında vardır. Bu inanca göre ise, Hz. İsa henüz ölmemiştir ve tekrar yeryüzüne dönecektir. Özellikle bazı Kuran ayetlerindeki ifadelerin anlamları kaydırılarak, konu çarpıtılmakta ve yanlış yorumlarla, sanki Kuran’da varmış gibi gösterilmeye çalışılmaktadır. Bu çalışmada Kuran’da Hz. İsa’nın ölümünün nasıl anlatıldığı üzerinde duracağız ve yanlış yorumlanan ayetleri gözden geçireceğiz. 1- Kur’an’daki iki ayette açıkça Hz. İsa’nın vefat ettiği bildirilir 5/117- “Ben onlara bana emrettiklerinin dışında hiç bir şeyi söylemedim. O da şuydu Benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah’a kulluk edin.’ Onların içinde kaldığım sürece, ben onların üzerinde bir şahidim. Benim dünya hayatıma son verdiğinde tevefa, üzerlerindeki gözetleyici Sen’din. Sen her şeyin üzerine şahid olansın.” 355 ALLAH İsa’ya şöyle demişti “Senin dünyadaki hayatına son vereceğim ve kendime yükselteceğim. Seni inkar edenlerden kurtaracağım ve sana uyanları Diriliş Gününe kadar inkar edenlerin üzerinde tutacağım. Sonra, dönüşünüz banadır ve anlaşmazlığa düştüğünüz konularda aranızda ben hüküm vereceğim.” Bu ayetlerde Hz. İsa’nın vefat teveffa ettiği açıkça vurgulanmaktadır. Teveffa توفىَ kelimesi “canın alınması” anlamına gelir. Kuran’da bu kelime 25 yerde geçer. Bu kelimesinin geçtiği ayetler şöyledir 497 Kendilerine zulmedenlerin canlarını alırken melekler….. 661 ……. Sizden birine ölüm geldiği zaman elçilerimiz onun canını hiç vakit geçirmeden alırlar. 4727 Melekler canlarını alırken nasıl da pişmanlık içinde yüzlerine ve sırtlarına vururlar? 5117 ….Aralarında bulunduğum sürece onlara tanıktım. Canımı aldıktan sonra ise sen onların üzerine gözetleyici oldun. Sen her şeye tanıksın.” 1628 Onlar ki, nefislerine zulmedip dururlarken melekler canlarını alır. 1632 İyi durumdayken melekler canlarını almaya geldiklerinde, 1046 Onlara söz verdiklerimizin bir kısmını sana göstersek de veya canını alsak da, 1340 Onlara söz verilenlerin bir kısmını sana göstersek de, senin canını alsak da 4077 ……ondan önce hayatına son versek de, onlar bize döndürüleceklerdir. 850 İnkar edenlerin canlarını melekler alırken bir görseydin!….. 10104 …..Ben ancak, sizin canınızı alan Allah’a taparım. İnananlardan olmakla emrolundum.” 1670 Ve sizi Allah yarattı, sonra da yaşamınıza son verir. 3211 De ki, “Üzerinize görevlendirilen ölüm meleği canınızı alacak ve sonra Rabbinize döndürüleceksiniz.” 415 Kadınlarınızdan fuhuş yapanlara karşı içinizden dört tanık getirin. Tanıklık ederlerse, onları, ölünceye veya Allah onlara bir yol açıncaya kadar evlerde tutun. 737 …. Elçilerimiz kendilerine gelip canlarını alırken…. 3193 “Rabbimiz, biz, Rabbinize inanın’ diye imana çağıran bir davetçiyi işittik ve inandık. Rabbimiz, günahlarımızı bağışla, kötülüklerimizi ört ve iyi kişiler olarak canımızı al. 12101 “Rabbim, sen bana hükümranlık verdin ve rüyaların yorumunu öğrettin. Yeri ve göğü ayırarak yaratansın. Dünya ve ahirette sensin benim Velim sahibim. Canımı Müslüman olarak al ve beni iyilere kat.” 225 ………. Kiminizin hayatına son verilir, 4067 …….. Sizden bazılarının canı daha erken alınır. 2234 İçinizden ölen erkeklerin geride bıraktığı eşleri… 2240 Ölüp de geriye eşler bırakan erkekleriniz,… 355 Allah İsa’ya şöyle demişti “Senin dünyadaki hayatına son vereceğim ve kendime yükselteceğim. ….. Bu ayetlerden de anlaşılacağı gibi teveffa kelimesinin anlamı “canın alınması”dır. Bunlar dışında teveffa kelimesinin geçtiği iki ayet daha vardır. Bunlarda da yine teveffa kelimesi canın alınması anlamında kullanılır. Ama bunun istisnası vardır ve ayette de bu durum belirtilir. Uyku ile ilgili ayetler şöyledir 3942 Allah ölüm anında nefsi bilinci alır; ölmeyenleri de uyku anında… Hakkında ölüm kararı verdiklerini tutar ve diğerlerini de belli bir süreye kadar salıp gönderir. Düşünen bir topluluk için bunda dersler ve işaretler vardır. 660 O’dur, geceleyin sizi öldüren, gündüzün ne işlediğinizi bilen, belli yaşam süresi dolsun diye gündüzleyin sizi dirilten… Sonra dönüşünüz O’nadır ve yaptıklarınızı size haber verecektir. Bu ayetlerde geçen ifade de teveffadır. İnsanların uykusunda da canlarının alındığı bildirilir. Uykuda olanların canları uyanınca verilmektedir. Ayette uykudaki ölümün istisnası belirtilmiş ve canın daha sonra verildiği açıklanmıştır. Buradaki istisna durumuna dayanarak tüm teveffa kelimelerinin uyku olduğunu iddia etmek son derece yanlıştır. Çünkü diğer teveffa geçen ayetlerde uyku durumunda olduğu gibi canın geri verildiğinden kesinlikle söz edilmez. Hz. İsa ile ilgili ayetlere tekrar bakılırsa, onun canının alındığı bildirilmekte ve daha sonra verileceği yönünde hiçbir ifade bulunmamaktadır. Onun uykudaki gibi olduğunu iddia etmek sadece konuyu çarpıtmaktan öteye gitmeyen bir çabadır. Eğer Hz. İsa ile ilgili ayetlerdeki “vefat ettirme” ifadesini uyku olarak kabul edeceksek, diğerlerini de böyle kabul etmemiz gerekir. Çünkü aynı kelime aynı şekilde farklı yerlerde kullanılmaktadır. Örneğin “497 Kendilerine zulmedenlerin canlarını alırken melekler…..” Bu ayette geçen ifadeden hareketle bu zulmedenlerde uyku halinde midir? Onlar da Hz. İsa gibi geri mi döneceklerdir? Onların Hz. İsa’dan farkı nedir? Bu ve buna benzer sorular hep cevapsız kalacaktır. Ayette olan ifade Hz. İsa’nın açıkça öldüğüdür. Bunun ötesinde tekrar ruhunun verileceğine dair uyku ile ilgili ayetlerde olduğu gibi hiçbir açıklama yoktur. Örneğin peygamberimizin vefat ettirilmesiyle ilgili bir ayette de aynı teveffa kelimesi geçer 1340 Onlara söz verilenlerin bir kısmını sana göstersek de, senin canını alsak teveffa da… Bu ayetteki hitap Hz. Muhammed’edir. Eğer vefat kelimesini uyku gibi kabul edilirse, buradan yola çıkarak Hz. Muhammed’in bir gün döneceğini iddia edebilir. Bu ne kadar saçma bir iddia ise Hz. İsa’nın gelişini yukarıdaki ayetlere dayanarak iddia etmekte aynı ölçüde saçma bir iddiadır. 2-Hz. İsa’nın tekrar yeryüzüne döneceği iddiasında bulunanların buna delil gösterilmeye çalıştıkları ayetlerden birisi şöyledir Hani Allah, İsa’ya demişti ki “Ey İsa, doğrusu seni Ben vefat ettireceğim ve seni Kendime yükselteceğim, seni inkar edenlerden temizleyeceğim ve sana uyanları kıyamete kadar inkara sapanların üstüne geçireceğim. Sonra dönüşünüz yalnızca Banadır, hakkında anlaşmazlığa düştüğünüz şeyde aranızda Ben hükmedeceğim. Al-i İmran Suresi, 55 Bu ayette geçen “sana uyanları kıyamete kadar inkara sapanların üstüne geçireceğim.” ifadesinden yola çıkarak, sözde Hz. İsa’nın tekrar geleceğinin Kuran’da bildirildiği iddiasında bulunulmaktadır. Bu senaryoya göre Hz. İsa yeryüzüne dönecek ve dünya hakimiyetini kendisine inananlarla beraber kuracaktır. Oysa bu tamamen Kuran’da anlatılmayan, vehme dayalı bir senaryodur. Bu ayetin hiçbir yerinde Hz. İsa’nın yeryüzüne tekrar gelişinden söz edilmemektedir. Hz. İsa’ya uyanlar kıyamete kadar insanların üstüne geçecektir. Bu ayette vaat edilen budur. Yoksa Hz. İsa gelecek sonra tüm insanları birleştirecek ve insanların üstüne önder olacak gibi bir mantık ayette kesinlikle yoktur. Burada ayetin anlamı kaydırılarak Kuran’da bildirilmeyen bir şeyi söylemek ve böyle bir sonuç çıkartmak yanlış bir yaklaşımdır. Burada kastedilen Hz. İsa’ya iman edenler yani Müslümanlardır. Müslümanlar ona bir peygamber olarak iman ederler. Müslümanların dünyada bir düzen kuracakları açıklanmaktadır. Bunun için Hz. İsa’nın gelişi gibi bir ön şart yoktur. 3-Bu konuyla ilgili olarak kullanılan bir ayet de şöyledir And olsun, Kitap Ehlinden, ölmeden önce ona inanmayacak kimse yoktur. Kıyamet günü, o da onların aleyhine şahit olacaktır. Nisa Suresi, 159 Bu ayette de dikkat edilirse, yine Hz. İsa gelecek diye bir anlam ya da ima yoktur. Sadece Kitap ehlinden olanların ölmeden önce ona inanacaklarını bizlere bildirmektedir. Bu ayetten yola çıkarak Kitap ehlinin ölmeden önce Hz. İsa’ya inanması ancak onun gelmesiyle olur. Öyle ise Hz. İsa gelecektir gibi yorumlar yapmak yanlıştır. Burada ayette olmayan bir şart ortaya atılmış ve açıkça ayetin anlamı çarpıtılmıştır. Bir kere ayette Kitap Ehli’nden olanların kıyamete yakın bir zamanda Hz. İsa’ya iman edeceklerine dair bir ifade yoktur. Bu ayette tüm Kitap Ehli kastedilmektedir. Ayrıca ölümlerinden önce Kitap Ehli’nin iman etmeleri için Hz. İsa’yı görmeleri gibi bir şart da ayete göre söz konusu değildir. Hz. İsa’nın sağlığında bile onu görüp kitap ehlinden iman etmeyen bir çok kişi olmuş ve hatta onu öldürmeye bile kalkmışlardır. Bu olsa olsa böyle olur mantığıyla bu sonuç çıkartılmış, Kuran’da bildirilen dışında ön yargıyla ulaşılmış bir iddiada bulunulmuştur. Ayrıca ayetin devamı dikkatli okunduğunda çok önemli bir gerçek ortaya çıkacaktır. Hz. İsa ölümlerinden önce kendisine iman edenlerin hakkında kıyamet günü aleyhlerinde şahitlik yapacaktır. Bu ayetin Arapça metninde “aleyhim” عليهم ifadesi geçmektedir. “Aleyhim” kelimesinin “onların üzerine” veya “aleyhlerine” anlamları vardır. Bu kelime şahitik yapmak fiiliyle kullanıldığında bu şahitliğin olumsuz olduğu yani aleyhlerine olduğu anlaşılmaktadır. Kuranda bu iki kelimenin geçtiği ayetlere bakıldığında bu anlaşılacaktır. Örneğin 41/20- Sonunda oraya geldikleri zaman, işitme, görme duyuları ve derileri kendi aleyhlerine şahitlik edecektir. Ayetin devamıyla düşünüldüğünde kitap ehlinde ölümlerinden önce Hz. İsa’ya iman edenlerin imanının makbul bir iman olmadığı anlaşılmaktadır. Aksine Hz. İsa onların aleyhlerine şahitlik yapacaktır. Bu iman Firavun’un imanı gibi kabul edilmeyen bir imandır. Üstelik burada söz edilen kitap ehli kıyamet gününe yakın olanlar değil Hz. İsa’dan sonra yaşayan tüm kitap ehlini kapsar. Bunların hepsi ölümlerinden önce Hz. İsa’nın Allah’ın elçisi olduğuna iman etmektedirler. Fakat ölüm anından önce olan bu iman makbul bir iman değildir. Hesap günü İsa onlardan şikayetçi olacaktır. Yukarıdaki ayetin önce ve sonrası okunduğunda burada kitap ehlinden Yahudilerin eleştirildiği görülecektir. Şimdi ayete başına dönersek bu ayetin neresinde Hz. İsa tekrar yeryüzüne gelecek şeklinde bir anlatım yada ima vardır? Neye dayanarak böyle bir sonuç çıkarılmaktadır? Görüleceği gibi bu iddia sadece bir vehimdir ve bu yanlış yorumlar Kuran’a ait değildir. 4- Zuhruf suresinde ki bir başka ayet de yine anlamı dışında Hz. İsa’nın gelişiyle ilgili kullanılmaya çalışılmaktadır. Ayet şöyledir Şüphesiz o, saat için bir ilimdir. Öyleyse ondan yana hiçbir kuşkuya kapılmayın ve bana uyun. Dosdoğru yol budur. Zuhruf Suresi, 61 Bu ayette o sıfatının Hz. İsa olduğunu söyleyip, onun kıyamet saati için bir ilim olması için ancak kıyametten önce gelişiyle olabileceği iddia edilmektedir. Bu ayette geçen “o “ zamiri hakkında iki farklı görüş var. Biri “o “zamirinin Kuran’ı işaret ettiği diğeri ise” o” zamirinin Hz. İsa’yı işaret ettiğidir. “O” zamirinin Hz. İsa’yı işaret ettiğini kabul etsek bile, ayetin direkt anlamından Hz. İsa’nın yeniden yeryüzüne gelişini söyleyen yada işaret eden bir ifade bulunmadığı görülecektir. Bu ayette de diğerlerinde olduğu gibi bir ön kabul yapılıyor ve Hz. İsa’nın kıyamet için bir ilim olması için ancak kıyametten önce gelişiyle olabilir denilmektedir. Örneğin bir başka Kuran ayetinde “kıyamet yaklaştı “ şeklinde bir ifade bulunmaktadır. Günümüzden 14 asır önce de Kuran’ı okuyan bir kişi bu ayetle karşılaştığında kıyametin yaklaştığını okumaktaydı. Fakat aradan 1450 yıla yakın bir zaman geçmiştir. Hala kıyamet kopmamıştır fakat kıyamet bize yakındır. İnsanlık tarihine göre yaşanan zaman ayetin ifadesiyle kıyamete yakın bir zamandır. Ama kıyametin kopması daha asırlarda sürebilir veya yarın da kopabilir. Bunun gibi ayetin ifadesiyle Hz. İsa kıyamet için bir ilimdir. Yani Hz. İsa ile ilgili bir şey kıyametin saatinin bilgisini verecektir. Fakat ayette Hz. İsa’dan hemen sonra kıyamet kopacak gibi bir anlatım yoktur. 5- Hz. İsa’nın tekrar yeryüzüne döneceğini bir an için kabul edelim. Bu durumda yaptığımız kabul açıkça Kuran’daki ayetlerle çelişecektir. Hz. İsa kendisine kitap verilmiş bir nebidir. Eğer ikinci sefer gelecekse yine nebi olacaktır. Onun ikinci gelişinde nebi olmayacağının iddia edilmesi açık bir saptırmadır. Kuran’da Hz. İsa’nın nebiliğini ortadan kaldıran hiçbir ayet yoktur. Fakat yine Kuran ayetinde Hz. Muhammed’in nebilerin sonuncusu olduğunu bildirilmektedir 33/40- Muhammed, sizin erkeklerinizden hiç birinin babası değildir; ancak o, Allah’ın Resûlü ve peygamberlerin sonuncusudur. Allah, her şeyi bilendir. Bu durumda Hz. İsa’nın tekrar geleceğini söylemek bu ayetle açıkça çelişir. Çünkü son nebi Hz. Muhammed’dir ve ondan sonra bir daha nebi gelmeyecektir. 6- Hz. İsa’nın tekrar geleceğini iddia edenlerin, kendi görüşleri doğrultusunda kullanmaya çalıştığı ayetlerden birisi de şöyledir 4/157- Ve “Biz, Allah’ın Resulü Meryem oğlu Mesih İsa’yı gerçekten öldürdük” demeleri nedeniyle de onlara böyle bir ceza verdik. Oysa onu öldürmediler ve onu asmadılar. Ama onlara onun benzeri gösterildi. Gerçekten onun hakkında anlaşmazlığa düşenler, kesin bir şüphe içindedirler. Onların bir zanna uymaktan başka buna ilişkin hiç bir bilgileri yoktur. Onu kesin olarak öldürmediler. Bu ayette geçen “onu öldürmediler ve onu asmadılar.” İfadeden yola çıkarak Hz. İsa’nın öldürülmediği ve asılmadığı dolayısıyla hala canlı olduğu ve tekrar yeryüzüne döndürüleceği iddia edilmektedir. Oysa ayet önyargılardan sıyrılarak okunduğunda böyle bir anlatımın olmadığı açıkça anlaşılacaktır. Burada söylenen şey Hz. İsa’yı öldürmeye çalışan kişilerin onu öldüremediği ve asamadığıdır. Yani inkarcılar Hz. İsa’ya bir zarar verememişlerdir. Fakat bu Hz. İsa’nın vefat etmediği ve tekrar yeryüzüne gönderileceği anlamına gelmez. Örneğin müşrikler Hz. Muhammed’i ne öldürebildiler ne de asabildiler. Böyle olması Hz. Muhammed’in ölmediği anlamına gelmez. Hz. Muhammed başka bir vesile ile vefat etmiştir. Yukarıdaki ayette de Hz. İsa’nın inkarcılar tarafından öldürülmediği vurgulanmaktadır. Fakat bu başka bir vesile ile Allah onu vefat ettirmiş ve kendi katına yükseltmiştir. Dolayısıyla da bu ayetteki ifadelerde ne Hz. İsa’nın vefat etmediği gibi bir anlam vardır, ne de tekrar yeryüzüne döneceğine dair bir anlatım mevcuttur. Sonuç Temel olarak Hz. İsa’nın tekrar yeryüzüne dönüşüne delil olarak gösterilmeye çalışılan ayetler bunlardır. Görüldüğü gibi ayetlerde bildirilen Hz. İsa’nın öldüğüdür. Bunun ötesinde hiçbir ayette tekrar yeryüzüne döneceğine dair bir ifade yoktur. Hz. İsa’nın tekrar yeryüzüne dönüşü iddiası Kuran’a dayalı bir düşünce değildir. Bu düşünce Hıristiyan etkisiyle uydurulmuş hadisler vasıtasıyla İslam dinine geçmiştir. Günümüzde de bu konuyu suiistimal etmek isteyen kişiler tarafından kullanılmaktadır. Bu suiistimallere karşı yapılacak en iyi tavır, olayları hep Kuran’a göre değerlendirmek ve Kuran dışı bu tarz zırvaları tümüyle terk etmektir. Post Views 648
İsa Aleyhisselam'ın inişi hakkında detaylı bilgi 12 Temmuz 2015 Ali Kara Hocamız bid'atçıların inkar ettiği bu konuyu ilmi deliller ışığında, İmam Suyuti'nin eserinden aktarıyor. Bu... Devamı »
بسم الله الرحمن الرحيم İkinci Ayet وَمَا قَتَلُوهُ وَمَا صَلَبُوهُ وَلَكِن شُبِّهَ لَهُمْ وَإِنَّ الَّذِينَ اخْتَلَفُواْ فِيهِ لَفِي شَكٍّ مِّنْهُ مَا لَهُم بِهِ مِنْ عِلْمٍ إِلاَّ اتِّبَاعَ الظَّنِّ وَمَا قَتَلُوهُ يَقِينًا بَل رَّفَعَهُ اللّهُ إِلَيْهِ وَكَانَ اللّهُ عَزِيزًا حَكِيمًا Allah Teala buyuruyor ki; “Hâlbuki onu ne öldürdüler, ne de astılar; fakat öldürdükleri onlara İsa gibi gösterildi. Onun hakkında ihtilâfa düşenler bundan dolayı tam bir kararsızlık içindedirler; bu hususta zanna uymak dışında hiçbir sağlam bilgileri yoktur ve kesin olarak onu öldürmediler. Bilakis Allah onu İsa'yı kendi nezdine kaldırmıştır. Allah izzet ve hikmet sahibidir.” Nisa 157-158 Allah ehu, İsa aleyhisselam’ı astıklarını ve öldürdüklerini iddia eden Yahudileri yalanlamakta, onlara öldürdükleri kimsenin İsa aleyhisselam’a benzetildiğini haber vermekte, – ki O en doğru haberi verendir – tabilerinden veya düşmanlarından bir adamın ona benzer gösterildiğini, onların da onu İsa zannederek o adamı asıp öldürdüklerini bildirmektedir. Sonra da onların bu konuda şüphe ve şaşkınlığa düştüklerini, kesin bilgiden uzak bir zan ile, İsa aleyhisselam’ı öldürdükleri hususunda emin olmadıklarını bildirmektedir. Onların öldürme ve asma iddialarına karşılık olarak Allah, onu kendisine yükselttiğini belirtiyor ve ayeti isimlerinden iki değerli ismi ile bitiriyor; el-Aziz izzet sahibi ve el-Hakim hikmet sahibi. Bu O’nun düşmanlarını kahretmesini ve tuzaklarını bozmasını gösterir. Hikmeti ise İsa aleyhisselam’ı onlardan koruyup semaya yükselterek kurtarmasıdır. Bu ayet İsa aleyhisselam’ın diri olarak yükseltildiği hususunda gayet açıktır. Zira yükseltilmenin zikredildiği yerde onun öldürüldüğü ve asıldığı reddedilmektedir. Şayet İsa aleyhisselam yeryüzünde ölmüş ve defnedilmiş olsaydı, yükseltme ile kastedilen – inkârcıların iddia ettiği gibi - ruhunun veya derecesinin yükseltilmesi olurdu. Ama öldürme ve asma iddiası karşılığı olarak yükseltildiği zikredilmiştir. Şüphesiz öldürme ve asma iddiasının reddedilişi, onun ölmeden, diri olarak yükseltildiğine uygun düşer. Ancak şöyle derler; “Onu öldürmediler ve asmadılar. Lakin onu Allah öldürdü.” O halde kuruntu sahipleri “Bilakis Allah onu kendisine yükseltti”Nisa 158 ayeti ile kastedilenin ruhunun yükseltilmesi olduğunu nasıl düşünürler? Onu öldürdüklerini ve astıklarını iddia edenlere karşı ruhunun yükseltildiğini söylemek, öldürme ve asma iddiasını iptal etmez. Zira şayet onu katlettikleri varsayılsa yine ruhu Allah’a yükselecektir. Allah Azze ve Celle’nin onu kendisine yükselttiğini haber vermesi, onu bununla has kıldığını düşündürmektedir. İsa aleyhisselam’ın ruhu ve bedeni ile diri olarak yükseltilmek ile has kılınmış olması mümkündür. Zira bütün peygamberlerin – hatta müminlerin – ruhları ölümden sonra Allah’a yükselir. Bu durumda İsa aleyhisselam ile başkaları arasında bir fark olmaz ve onun buradaki hususiyeti ortaya çıkmaz. Sonra ayet, Allah’ın izzet ve hikmetinin tecelli ettiğine şahitlik edildiğini gösteren “Allah izzet ve hikmet sahibidir” kavliyle bitiyor. Bu tecelli ancak nadir ve etkileyici bir şey olmakla tamam olur. Onun ölümünde ve ruhunun yükseltilmesinde ne gibi bir nadirlik ve etkileyicilik vardır? Biz zaten bunun bütün müminler hakkında umumi olduğunu söylüyoruz! Bundan sonra bu konuda Selef müfessirlerinin ne dediklerine bakabiliriz; İbn Ebi Hatem , Ahmed Bin Sinan – Ebu Muaviye – el-A’meş – el-Minhal Bin Amr – Said Bin Cübeyr – İbn Abbas radıyallahu anhum isnadıyla rivayet ediyor; İbn Abbas radıyallahu anhuma dedi ki; “Allah İsa’yı semaya yükseltmeyi dilediği zaman İsa aleyhisselam ashabının yanına çıktı. Evde havarilerden on iki kişi vardı. Yani evin bir odasından onların yanına çıktı, başından su damlıyordu. Dedi ki; “İçinizden bana iman ettikten sonra beni on iki kere inkâr eden vardır.” Sonra da şöyle dedi; “Hanginiz bana benzetilip yerime öldürülecek ve benimle beraber aynı derecede olacak?” yaşça küçük olanlarından bir genç kalktı, ona; “Otur” dedi. Sonra onlara dönüp tekrar etti, yine o genç kalktı, ona; “Otur” dedi. Sonra tekrar onlara dönüp tekrar edince o genç yine; “Ben” dedi. Bunun üzerine; “Evet, o sen olacaksın” dedi. O İsa aleyhisselam’a benzetildi, İsa aleyhisselam o evin penceresinden semaya yükseltildi. Yahudiler gelip benzerini götürdüler, onu öldürdüler ve astılar. İçlerinden birisi ona iman ettikten sonra on iki kere küfretti.” İbn Kesir bu hadisi rivayet ettikten sonra dedi ki; “Bu rivayetin İbn Abbas’a kadar ulaşan isnadı sahihtir. Bunu Nesai , Ebu Kureyb – Ebu Muaviye tariki ile benzer şekilde rivayet etti. Aynı şekilde seleften birden fazla kişiden nakledildi. Orada şöyle geçer; “Onlara dedi ki; “Hanginiz bana benzeyecek ve yerime öldürülüp cennette arkadaşım olacak?” İbn İshak dedi ki; Hıristiyan iken Müslüman olmuş biri bana şöyle dedi; “İsa aleyhisselam’a Allah’tan; “Seni kendime yükselteceğim” haberi geldiği zaman dedi ki; “Ey Havariler topluluğu! Hanginiz benim cennette arkadaşım olmak ister? Bana benzetilip şeklime bürünerek yerime öldürülmek ister?” Sercis dedi ki; “Ben, ey Ruhullah!” İsa aleyhisselam; “Sen benim yerimde otur” dedi. O da oturdu. İsa aleyhisselam yükseltildi. Oraya girip Sercis’i yakaladılar ve astılar. O, onlara İsa aleyhisselam gibi gösterilip asılan kimse oldu.” İbn Cerir, Mücahid’den naklediyor ; “Onlar İsa aleyhisselam’a benzeyen birini astılar. İsa aleyhisselam ise diri olarak semaya kaldırıldı.” Üçüncü Ayet وَإِن مِّنْ أَهْلِ الْكِتَابِ إِلاَّ لَيُؤْمِنَنَّ بِهِ قَبْلَ مَوْتِهِ وَيَوْمَ الْقِيَامَةِ يَكُونُ عَلَيْهِمْ شَهِيدًا Allah Teâlâ buyuruyor ki; “Ehl-i kitaptan her biri, ölümünden önce ona muhakkak iman edecektir. Kıyamet gününde de o, onlara şahit olacaktır.” Nisa 159 İbn Cerir dedi ki; “Yorumcular bu ayetin anlamı hakkında farklı görüşler belirttiler. Bazıları “Ehl-i kitaptan her biri, ölümünden önce ona muhakkak iman edecektir.” Ayetinin anlamının “İsa aleyhisselam’ın ölümünden önce” anlamında olduğunu söyledi. Bunun açıklaması, bütün ehl-i Kitabın, o Deccal’i öldürmek üzere indiği esnada onu tasdik edecekleri, bütün milletlerin dinlerin İbrahim aleyhisselam’ın milleti dini olan Hanif İslam dininde birleşecek olmalarıdır. Bu görüşte olanlar; İbn Beşşar – Abdurrahman – Süfyan – Ebi Husayn – Said Bin Cübeyr – İbn Abbas isnadıyla; İbn Abbas radıyallahu anhuma “Ehl-i kitaptan her biri, ölümünden önce ona muhakkak iman edecektir” ayeti hakkında dedi ki; “Meryem oğlu İsa aleyhisselam’ın ölümünden önce demektir.” El-Avfî , İbn Abbas radıyallahu anhuma’dan aynısını nakletti. Ebu Malik, “ölümünden önce ona muhakkak iman edecektir.” Kavli hakkında; “Bu İsa aleyhisselam’ın nüzulünden sonra olacaktır. Meryem oğlu İsa aleyhisselam ölmeden önce ehli kitaptan her biri mutlaka ona iman edecektir” dedi. Ed-Dahhak, İbn Abbas radıyallahu anhuma’nın, “Ehl-i kitaptan her biri, ölümünden önce ona muhakkak iman edecektir” ayeti hakkında “Özellikle Yahudiler kastedilmiştir” dediğini nakletti. El-Hasen el-Basrî; “Necaşi ve ashabı kastedilmiştir” dedi. Bu ikisini İbn Ebi Hatem rivayet etmiştir. İbn Cerir , Ya’kub – Ebu Reca – el-Hasen isnadı ile rivayet ediyor; el-Hasen el-Basri “Ehl-i kitaptan her biri, ölümünden önce ona muhakkak iman edecektir” ayeti hakkında dedi ki; “İsa aleyhisselam’ın ölümünden önce demektir. Allaha yemin olsun şu an o Allah katında diridir. Nüzul ettiği zaman hepsi ona iman edecektir.” İbn Kesir , İbn Cerir’in sözlerini naklettikten sonra şöyle der; “Aynısını Katade, Abdurrahman Bin Zeyd Bin Eslem ve başkaları da söyledi. Bu görüş, Allah’ın izniyle kesin delillerini açıklayacağımız üzere hak olan görüştür. Allah’a güvenir ve O’na tevekkül ederiz. İbn Kesir, İbn Cerir’den , “Ölümünden önce” ifadesindeki zamirin İsa aleyhisselam’a değil de ehli kitaba ait olduğunu – yani ister Yahudi ister Hıristiyan olsun ehli kitaptan her bir kimse ölmeden önce mutlaka İsa aleyhisselam’a iman edecektir anlamına - söyleyenlerin görüşünü ve bu ayetin ehli kitaptan her birinin ölümlerinden önce Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem’e iman edeceği anlamında olduğu şeklindeki görüşü naklettikten sonra der ki; “Sonra İbn Cerir şöyle dedi; bu görüşler içinde doğru olanı ve önceliklisi birinci görüştür. Bu da; “İsa aleyhisselam nüzul ettikten sonra ehli kitaptan, İsa aleyhisselam’ın ölümünden önce ona iman etmeyen kimse kalmayacaktır” şeklindeki görüştür. İbn Cerir’in bu sözünün doğruluğunda şüphe yoktur. Zira ayetlerin siyakından, Yahudilerin İsa aleyhisselam’ı öldürüp çarmıha germe iddialarının ve bilgisiz Hıristiyanların bunu kabullenmelerinin batıl oluşu kastedilmektedir. Allah Azze ve Celle bunun böyle olmadığını haber vermiş, onların öldürdüğü kimsenin kendilerine İsa aleyhisselam gibi gösterildiğini ve onların bunu anlayamadıklarını bildirmiştir. İsa aleyhisselam’ı kendisine yükseltmiş, onu diri bırakmıştır ve yakında Allah’ın izniyle sıralayacağımız mütevatir hadislerin de gösterdiği gibi kıyamet gününden önce nüzul edecek, sapıklık Mesih’ini öldürecek, haçı kıracak, domuzu öldürecek, cizye koyacaktır. Yani İslam dışında başka bir din kabul etmeyecek, ya İslam’ı kabul edecekler yahut kılıca razı olacaklardır. Bu ayeti Kerime işte o zaman bütün ehli kitabın iman edeceklerini, hiçbirinin tasdik etmekten geri durmayacağını haber vermektedir; “Ehl-i kitaptan her biri, ölümünden önce ona muhakkak iman edecektir”Nisa 159. Yani; onu öldürdüklerini ve astığını iddia eden Yahudiler ile onlara muvafakat eden Hıristiyanlar, İsa aleyhisselam ölmeden önce ona iman edecekler, “Kıyamet gününde de o, onlara şahit olacaktır”Nisa 159. Yani; semaya yükselmeden önce ve yeryüzüne nüzulden sonra onlarda gördüğü amellerine şahitlik edecektir… …Bilakis ayette kastedilen bizim zikrettiklerimizdir. Buna göre İsa aleyhisselam’ın varlığı, gökte hayatının halen devam etmekte olduğu ve kıyamet gününden önce yeryüzüne ineceği anlaşılmaktadır. İsa aleyhisselam, haktan ve gerçekten uzak, birbirine zıt ve tenakuz içinde sözler söyleyen Yahudi ve Hıristiyanları yalanlamak için inecektir. Yahudiler tefrite, Hıristiyanlar da ifrata düşmüşlerdir. Yahudiler, ona ve annesine olan iftiralarıyla onun değerini düşürmüşler, Hıristiyanlar ise, onda olmayanı kendisine nispet ederek övgüde aşırıya kaçmışlardır. Yahudilerin aksine onlar, İsa aleyhisselam'ı peygamberlik makamından rubûbiyyet makamına yükseltmişlerdir ki, Allah Teâlâ hem onların, hem de bunların sözlerinden münezzehtir. Onların iddialarından mukaddestir. O'ndan başka ilâh yoktur… Abdullah el-Gımarî, “İkametul Burhan Ala Nuzuli İsa Fi Ahiriz Zaman” adlı kitabında şu uyarıda bulunur; “Ölümünden önce” ibaresindeki zamirin ehli kitaba ait olma ihtimalinin zayıf oluşuna dair delilleri kaydetmemizden sonra, bu zamirin İsa aleyhisselam’dan başkasına ait olma ihtimalinin batıl oluşu ortaya çıkıyor. Zayıf ve batıl ihtimaller ise hüccet olarak tutunulacak şeyler değildir. Bu ayeti kerime İsa aleyhisselamın hayatı ve nüzulü hakkında bir nas olmaktadır. Kelime bazen bizatihi, bazen de diğer delillerle birlikte nas olup, ilim usulünün kaideleri ile hükmetmeyen pek çoğunun düşündüğü diğer ihtimalleri ortadan kaldırmaktadır. İsa Aleyhisselam’ın Nüzulü Hakkındaki Ayetler Birinci Ayet وَيُكَلِّمُ النَّاسَ فِي الْمَهْدِ وَكَهْلاً وَمِنَ الصَّالِحِينَ Allah Azze ve Celle, Al-i İmran suresinde Meryem oğlu İsa aleyhisselam’ı şöyle müjdeliyor; “O, sâlihlerden olarak beşikte iken ve yetişkinlik halinde insanlara konuşacak.” Al-i İmran 46 إِذْ قَالَ اللّهُ يَا عِيسى ابْنَ مَرْيَمَ اذْكُرْ نِعْمَتِي عَلَيْكَ وَعَلَى وَالِدَتِكَ إِذْ أَيَّدتُّكَ بِرُوحِ الْقُدُسِ تُكَلِّمُ النَّاسَ فِي الْمَهْدِ وَكَهْلاً Allah Azze ve Celle, Maide suresinde de İsa aleyhisselam’a hitaben şöyle buyuruyor; “Allah o zaman şöyle diyecek "Ey Meryem oğlu İsa! Sana ve annene verdiğim nimetimi hatırla! Hani seni mukaddes ruh Cebrail ile desteklemiştim; bu sayede sen beşikte iken de yetişkin çağında da insanlarla konuşuyordun.” Maide 110 İbn Cerir , ilk ayetin tefsirinde; Yunus – İbn Vehb – İbn Zeyd isnadıyla rivayet ediyor; İbn Zeyd, “beşikte iken ve yetişkinlik halinde insanlara konuşacak.”Al-i İmran 46 ayeti hakkında şöyle dedi; “İsa aleyhisselam onlara beşikte iken konuşmuştur ve Deccal’i öldürdüğünde yetişkin olarak konuşacaktır.” Yine İbn Cerir , Yunus – İbn Vehb – İbn Zeyd isnadıyla rivayet ediyor; İbn Zeyd, “Seni vefat ettireceğim ve nezdime yükselteceğim”Al-i İmran 55 ayeti hakkında dedi ki; “Seni vefat ettireceğim ifadesi; seni alacağım demektir. Vefat ettirmek ve yükseltmek tek bir fiilin ifadesidir. O Deccal’i öldürene kadar ölmeyecek, bundan sonra ölecektir.” Sonra da Allah Azze ve Celle’nin şu kavlini okudu; “O, beşikte iken ve yetişkinlik halinde insanlara konuşacak.”Al-i İmran 46 sonra da şöyle dedi; “Allah onu yetişkinlikten önce yükseltmiştir. Nüzul ettiğinde yetişkin olacaktır.” El-Huseyn Bin el-Fadl el-Becelî dedi ki; Ayette geçen; “Kehlen = yetişkin” kelimesi ile kastedilen şudur; İsa aleyhisselam’ın ahir zamanda semadan indiğinde yetişkin olur, insanlara konuşur ve Deccal’i öldürür.” El-Huseyn Bin el-Fadl dedi ki; “Bu ayet İsa aleyhisselam’ın yeryüzüne nüzul edeceğine dair bir nastır.” Sa’leb “ve yetişkin olarak” kavli hakkında dedi ki; “İsa aleyhisselam yeryüzüne yetişkin olarak inecektir.” İbn Cerir’den bütün bu naklettiklerimiz, tefsir ehlinin genelinin görüşüdür. Hepsi de bu ayeti böyle tefsir etmiş, bu ayeti İsa aleyhisselam’ın nüzul edeceği hususunda delil getirmişlerdir. Bu şüphesiz doğrudur. Zira Allah Azze ve Celle’nin “ve kehlâ ve yetişkin olarak” kavli, hikmetine dâhil olmakla birlikte, bundan önceki ilgili zarfa atfedilmiştir. Takdiri; “insanlara beşikte bebek iken konuşur ve yetişkin iken de konuşur” şeklinde olur. Doğumunun ardından bebeklik halinde konuşmuş olması mucize olduğuna göre, buna atıf olarak yetişkin halde de konuşacağının belirtilmesi aynı şekilde zorunlu olarak bunun bir mucize olduğunu ifade eder. Ancak üzerine alıntı yapılmasına delil olmaz. Zira yetişkinlik halinde konuşmak sıradan bir şeydir. Bunun haber verilmesinin özellikle mucizenin zikredildiği yerde bir anlamı olmazdı. Hatta burada kastedilen, onun yetişkin iken konuşmasının bebek iken konuşması gibi sıra dışı bir mucize olduğunu bildirmektir. Yani onun yetişkinlik çağından önce semaya yükseltileceği, sonra yeryüzüne indirilip yetişkinlik çağına kadar kalacağı, böylece insanlara yetişkinlik halinde de konuşacağı bildirilmiştir. Nitekim Muhaddislerin ve tarihçilerin çoğunluğu İsa aleyhisselam’ın otuz üç yaşında semaya yükseltildiğini belirtmişlerdir. Sahih hadiste geçtiği üzere o, yeryüzüne indiği zaman kırk sene kalacaktır. Yirmi dört yaşında olduğu da söylendi. Bunu İbn Cerir, Ka’b el-Ahbar’a ulaşan sahih bir isnad ile rivayet etmiştir. Yeryüzünde yedi yıl kalıp bunu kırka tamamlayacağı da söylenildi. Sahih olanı birincisidir. İkinci Ayet وَإِن مِّنْ أَهْلِ الْكِتَابِ إِلاَّ لَيُؤْمِنَنَّ بِهِ قَبْلَ مَوْتِهِ وَيَوْمَ الْقِيَامَةِ يَكُونُ عَلَيْهِمْ شَهِيدًا Allah Teâlâ buyuruyor ki; “Ehl-i kitaptan her biri, ölümünden önce ona muhakkak iman edecektir. Kıyamet gününde de o, onlara şahit olacaktır.” Nisa 159 Bu ayet daha önce geçmiş ve İbn Cerir’den naklen, “ölümünden önce” ifadesindeki zamirin İsa aleyhisselam’a ait olduğu görüşünün en doğru görüş olduğunu belirtmiştik. İsa aleyhisselam nüzul ettiği zamanda mevcut olan ehli kitap içinde ona iman edip tasdik etmeyen kimse kalmayacaktır. Zira İsa aleyhisselam cizye koyacak, İslam’dan başka din kabul etmeyecek, bu dini kabul etmeyenlerle savaşacaktır. Bu ayetteki zamir İsa aleyhisselam’a ait olduğu için – ki sahih görüş budur – Ehli Kitap da ona iman etmek için semaya çıkamayacaklarına göre, onun nüzul edeceği şüphesiz bir gerçek olarak ortaya çıkar. Allah’ın izniyle yakında kaydedeceğimiz sahih mütevatir hadislerde açıklandığı gibi İsa aleyhisselam yeryüzüne nüzul edecektir. Üçüncü Ayet وَإِنَّهُ لَعِلْمٌ لِّلسَّاعَةِ فَلَا تَمْتَرُنَّ بِهَا وَاتَّبِعُونِ هَذَا صِرَاطٌ مُّسْتَقِيمٌ Allah Teala buyuruyor ki; “Şüphesiz ki o, kıyametin ne zaman kopacağının bilgisidir. Ondan hiç şüphe etmeyin ve bana uyun; çünkü bu, dosdoğru yoldur.” Zuhruf 61 Abdullah el-Gımarî, “İkametul Burhan Ala Nuzuli İsa Aleyhisselam Fi Ahiriz Zaman” adlı kitabında bu ayet hakkında şöyle diyor; “Yani İsa aleyhisselam kıyamet için bir alamettir. Onun nüzul edeceği şüphesiz olarak buradan anlaşılır. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’in tefsiri bu şekildedir. İbn Hibban, Sahih’inde “Meryem oğlu İsa’nın Kıyamet Alameti Olarak Nüzul Edeceğinin Beyanı” diye bir başlık açmış ve şöyle rivayet etmiştir; Muhammed Bin el-Hasen Bin el-Halil – Hişam Bin Ammar – el-Velid Bin Müslim – Şeyban Bin Abdurrahman – Asım – Ebu Rezin – Ebu Yahya Mevla İbn Afra – İbn Abbas isnadıyla; Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, “Şüphesiz ki o, kıyametin ne zaman kopacağının bilgisidir.”Zuhruf 61 ayeti hakkında buyurdu ki; “Meryem oğlu İsa kıyamet gününden önce nüzul eder.” Bu isnad sahihtir, bütün ravileri güvenilirdir. Asım meşhur kıraat imamlarındandır. İbn Abbas, Ebu Malik, el-Hasen, Mücahid, Katade, es-Süddî, ed-Dahhak, İbn Zeyd ve daha başkalarından, peygamber sallallallahu aleyhi ve sellem’in bu hadisinde gelenin aynısı rivayet edilmiştir. Bu rivayetler İbn Cerir’in Tefsir’inde muhtelif isnadlarla pek çok yoldan rivayet edilmiş olup hepsi de bu ayette kastedilenin İsa aleyhisselam’ın kıyamet gününden önce nüzul edeceği olduğunu ifade etmektedir. Bu ayetin tefsiri, başka şekilde tefsir edilemeyecek şekilde tayin edilmiştir. Bunun delillerine gelince; Birincisi; yukarıda geçtiği gibi Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’in tefsiri sahih olarak gelmiştir. İkincisi; İsa aleyhisselam’dan bahseden ayetlerin siyakı bunu göstermektedir. Allah Teala’nın ayetlerini oku; “Meryem oğlu İsa, bir misal olarak anlatılınca senin kavmin hemen bağrışmaya başladılar. “Bizim tanrılarımız mı hayırlı, yoksa o mu?” dediler. Bunu sana ancak tartışmak için söylediler. Doğrusu onlar kavgacı bir toplumdur. O, sadece kendisine nimet verdiğimiz ve İsrailoğullarına örnek kıldığımız bir kuldur. Eğer dileseydik, içinizden, yeryüzünde yerinize geçecek melekler yaratırdık. Şüphesiz ki o İsa, kıyametin ne zaman kopacağının bilgisidir. Ondan hiç şüphe etmeyin ve bana uyun; çünkü bu, dosdoğru yoldur.”Zuhruf 57-61 Ayetin akışını başka bir şekle değiştirerek konuşmak caiz değildir. İbn Cerir’in daha önce belirttiği gibi bu ancak teslim olmayı gerektiren, delaleti açık olan, açık bir ayet veya Rasul’ün açık bir haberi ile mümkün olur. Üçüncüsü; Şayet söylenildiği gibi zamir İsa aleyhisselam’dan başkasına ait olsa, bu Kitabul Hakim’in belagatinin tenzih edilmesi gerektiği bir zayıflık olurdu. Allame İbn Kesir , “Şüphesiz o, kıyamet için bir bilgidir”Zuhruf 61 ayeti hakkında der ki; “Bu ayetin tefsiri hakkında daha önce İbn İshak’ın tefsiri geçmişti. Buna göre burada, kastedilen; İsa aleyhisselam’ın ölüleri diriltmesi, anadan doğma körleri, baras hastalığı olanları ve başka hastalıkları iyileştirmesi gibi mucizelerdir. Ancak bunda şüphe vardır. Bundan daha da uzak olanı, Katâde’nin el-Hasen el-Basrî ve Saîd İbn Cübeyr'den naklederek anlattığıdır ki, buna göre ayetin başındaki zamir İsa aleyhisselam'a değil Kur'ân'a aittir. Ancak sahih olan, zamirin İsa aleyhisselam'a ait olmasıdır. Zira ayetin akışında İsa aleyhisselam zikredilmektedir. Bir de bu ayette kastedilen, İsa aleyhisselam’ın kıyamet gününden önce yeryüzüne inmesidir. Nitekim Allah Teâlâ başka bir ayet-i kerime’de “Kitâb ehlinden hiç kimse yoktur ki; ölümünden önce ona inanacak olmasın. O da kıyamet günü aleyhlerinde şâhid olacaktır.” Nisa, 159 buyurmaktadır. Ayrıca bu ayetin “Şüphesiz ki o, beklenen saat için bir işarettir” şeklindeki kıraati de bu anlamı güçlendirmektedir. Yani o, kıyametin meydana geleceğine bir işaret ve delildir. Ebu Hureyre, İbn Abbâs, Ebul-Âliye, Ebu Mâlik, İkrime, el-Hasen, Katâde, ed-Dahhâk ve başkalarından da bu şekilde rivayet edilmiştir. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’den mütevâtir olarak rivayet edilen hadislere göre; Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem, İsa aleyhisselam’ın kıyamet gününden önce adaletli bir imam ve hakem olarak ineceğini haber vermiştir… - bu konuda gelen hadisler ise malum, meşhur ve mütevatirdir. - bunları Guraba Yayınlarından çıkan İsa Aleyhisselamın nüzulü adlı tercememde görebilirsiniz - İsa Aleyhisselam’ın Nüzul Edeceğine Dair Sahabe ve Tabiin’den Gelen Rivayetler; 1- İbn Ebi Şeybe, Abdullah Bin Amr radıyallahu anhuma’dan rivayet ediyor; “Meryem oğlu İsa nüzul eder, Deccal onu görünce yağın eridiği gibi erir. Deccali öldürür, Yahudiler ondan ayrılıp savaşırlar. Hatta şüphesiz taş bile; -müslümana- “Ey Allah’ın kulu işte Yahudi burada, gel onu öldür” der.” 2- İbn Asakir, İbn Mesud radıyallahu anh’den rivayet ediyor; “Şüphesiz kıyamet gününden önce Meryem oğlu Mesih çıkacaktır.” 3- Hakim , sahih kaydıyla sahabelerden bir olan Ebut Tufeyl radıyallahu anh’den rivayet ediyor; “Ben Kufe’de iken denildi ki; “Deccal çıkmıştır” Bunun üzerine Huzeyfe Bin Useyd radıyallahu anh’e gittik ve dedim ki; “İşte Deccal çıkmış!” bana; “Otur” dedi, oturdum. Şöyle seslenildi; “O boyacının yalanıdır” Huzeyfe radıyallahu anh şöyle dedi; “Şüphesiz Deccal, zamanınızda çıksa, çocuklar onu hedef yapıp taşlarlar. Lakin o, insanların noksanlaştığı, din zayıfladığı ve insanların aralarının kötü olduğu zamanda çıkacaktır. O, her pınarı geri çevirir, yeryüzü ona koyun postunun dürülmesi gibi dürülür, Medine’ye kadar gelir, onun dışındakilere galip gelir, içindekileri alıkoyar, sonra İlya dağında Müslümanlardan bir topluluğu kuşatır. İçlerinden biri onlara şöyle der; “Bu zorbayla neden Allah’a ulaşıncaya yahut galip gelinceye kadar savaşmıyor da bekliyorsunuz?” bunun üzerine sabaha onunla savaşmak üzere karar verirler. Sabahladıklarında İsa İbn Meryem aleyhisselam onlarla beraber olur, Deccal’i öldürür ve ordusunu hezimete uğratırlar.” 4- Abd Bin Humeyd, İbnul Munzir – Şehr Bin Havşeb – Muhammed Bin Ali İbnul Hanefiyye isnadı ile rivayet ediyor; Muhammed Bin Ali, Allah Teala’nın; “Ehli Kitaptan hiç kimse yoktur ki ölümünden önce ona iman etmesin”Nisa 159 ayeti hakkında şöyle dedi; “Ehli Kitaptan her birine mutlaka melekler gelip yüzüne ve arkasına vuracaklar, sonra ona şöyle diyecekler; “Ey Allah’ın düşmanı! Şüphesiz İsa ölmedi. O semaya kaldırıldı. Kıyametten önce inecektir.” Böylece ona iman etmeyen ne bir Yahudi ne bir Hıristiyan kalmayacaktır.” Bu yazdıklarımı okursan belki Allah cc sana hidayet vere bilir.
Değerli kardeşimiz, Hz. İsa as hayattadır. Asrımızın büyük âlimlerinden Bediüzzaman Said Nursi, Allah rahmet etsin "Mektubat" adlı eserinde, hayat mertebelerini beşe ayırarak Hz. İsa as'ın üçüncü hayat mertebesinde olduğunu ifade etmektedir. Bunu söylerken de bazı hadislere dayanmaktadır. Fakat bazı alimlerin hayatlarını kabul etmemelerini ise, Hz. İsa as'ın bizim gibi aynı hayat şartları içerisinde olmadığına hayat mertebeleri beştir, Hz. İsa as ise üçüncü mertebededir. Bu mertebeler ise şunlardır1. Bizim hayatımızdır. Bizim hayatımızın devam edebilmesi için, yemek, içmek ve hava almak gibi zaruri ihtiyaçları görmek Hz. Hızır ve İlyas as hayatlarıdır ki, bir anda birkaç yerde bulunabilirler. Yemek içmek zorunda olmamakla beraber, istedikleri zaman yerler, içerler ve beşeri duruma Hz. İdris ve İsa as hayatlarıdır. Bu zatlar beşeriyet ihtiyaçlarından uzaklaşmışlardır. Melek hayatına benzer bir mertebeye çıktıklarından, bizimle hiç münasebetleri Şehitlerin hayatıdır. Kur’an'ın ifade ettiği gibi, şehitleri ölü olarak bilmemek gerekir. Çünkü onlar kendilerini ölü bilmedikleri için, kendilerini hayatta bilmektedirler. Ve kabir ehlinden farklı bir mertebede Kabir ehlinin hayat mertebeleridir. Ölülerin bile kendilerine münasip bir hayat mertebesinde oldukları imanın ve Kur’an'ın ifadeleriyle bu ifadelerden anlaşıldığı gibi, Hz. İsa as hayattadır; fakat bizim hayat mertebesinde olmadığı için hayatında ihtilaflar bilgi için tıklayınız- Hz. İsa'nın dünyaya / yeryüzüne tekrar gelmesi indirilmesi nasıl olacak?- Hz. İsa'yı Beklerken Selam ve dua ile...Sorularla İslamiyet
hz isa öldü mü ayet